Okullarda bir süredir vekil öğretmenlerden yararlanıldığı bilinmektedir. Keza yönetici koltuğunun herhangi bir nedenle boşaldığı zamanlarda, görevin kriterlerine uygun eleman bulununcaya kadar, vekil yöneticiden yaralanıldığı da görülmektedir. Söz konusu alanlarda bu tür uygulamalar sakıncalı olmayabilir. Çünkü öğretmen, göreve asil ya da vekil olarak atandığı her iki konumda da, vermekle yükümlü olduğu dersi, kendisine verilen ders programı çerçevesinde yürütmekle yükümlüdür. Diğer durumda ise, görevin tüm kriterlerine uymasa dahi, genellikle kurum içinden deneyimli bir eleman, yöneticilik görevine geçici bir süre için atandığından kurumun böyle bir uygulamadan zarar görmesi söz konusu olmayabilir. Ancak sağlık alanında, gerekçesi her ne olursa olsun vekil hemşire çalıştırılması pek çok yönden sakıncalıdır.
Her meslekte olduğu gibi hemşirelikte de, görevin tüm koşullarının belirli kriterler çerçevesinde yerine getirilmesi beklenir. Ne var ki, bir hemşirenin, mesleğin gerektirdiği performansı okuldan mezun olur olmaz göstermesi olası değildir. Çünkü eğitim sırasında uygun olmayan fizik, yönetsel ve eğitimsel yapıdaki eksiklikler; öğretmenlerin nicelik ve niteliğindeki yetersizlikler; sınıfların kalabalıklığı; öğretmenlerin ve öğrencilerin hemşirelikle olan duygusal ve duyuşsal ilişkileri, uygulamalı bir meslek olan hemşireliğin eğitimini olumsuz etkilemekte ve öğretilmek istenilenlerde kayıplara neden olmaktadır. Bu yüzden hemşirenin, her atandığı kurumda, oryantasyon programı doğrultusunda bilgi eksikliklerinin tamamlanması, kuruma ve çalışacağı servise hazırlanması gerekir. Söz konusu hazırlığın, bireyin özgüvenini artırma, işini daha bilgili ve bilinçli yapmasını sağlama ve hata yapma olasılığını azaltma gibi yararları da vardır. Ayrıca, bilgiye dayalı güven duygusunun, başarıda vazgeçilmez bir yere sahip olduğu gerçeği de unutulmamalıdır.
Oryantasyon programının uygulanması için ayrılması gereken süre, kurumun ve hemşirenin çalıştırılacağı alanın özelliklerine göre değişebilir. Göreve yeni başlayan hemşirenin mezun olduğu okul ve bireysel özellikleri de bu süreyi etkileyebilir ve hemşireden tam kapasitede yararlanılması düşünüldüğünden daha uzunca bir zaman alabilir. Ayrıca, bir yıllık sürenin sonuna doğru, kaçınılmaz bir süreç olan “işten ayrılma anksiyetesi”nin etkisiyle, hemşirenin performansında düşme görülür. Böylece bir yıl içerisinde hemşireden yararlanma süresi oldukça azalacaktır. Konuya bu yönden bakıldığında, böylesi bir uygulamanın, kuruma oldukça pahalıya mal olduğu görülür. Hemşirelerin yakından gözlemlenmesi ve alınan sonuca göre yapılacak matematiksel hesaplar da söylenilenleri destekleyecektir.
Bir görevin başarısında; o görevi icra edenin, kendisini kuruma ait duyumsamasının, çalıştığı yeri kendisininmiş gibi görmesinin, işini benimseyerek yapmasının çok önemli bir yeri vardır. Ancak, bir görevi geçici olarak üstlenen bir görevliden bunları beklemek doğru değildir. Bu durumda bireyin işine bağlanması ve geleceğe güvenle bakması da olası değildir. Bu eksiklik de uygulamanın beraberinde getirdiği sorunlar arasındadır.
Sistemin, kurumun yöneticisi ve diğer çalışanlara getirdiği sorunlar da unutulmamalıdır. Sağlık kurumlarında, gerçek anlamda ekip çalışması olmamakla birlikte, çalışanlar arası kendiliğinden oluşmuş, bir grup dinamiği vardır. Her yeni gelen eleman, bu dinamiğin değişmesine neden olur. Bu durumda, diğer sağlık çalışanlarının uyum içinde ve sorunsuz çalışabilir düzeye ulaşması ve yeni gelen elemanın kabullenmesi için belirli bir süreye gereksinim vardır. İşten ayrılmaların sık rastlandığı kurumlarda bu yüzden, grup dinamiği de sık sık değişmekte ve doğal olarak çalışmalar aksayabilmektedir.
Şimdilik sınırlı bir alanda uygulandığı görülen bu uygulamanın, yararlı olduğu görüşüyle yaygınlaştırılmasının, yukarıdaki sorunları beraberinde getireceği ve onarılması güç hataların işlenmesine neden olabileceği unutulmamalı ve hemşire açığına kökten çözüm getirecek çok yönlü çalışmalar başlatılmalıdır.