Yakın zamana kadar toplumun büyük bir kısmını ilgilendiren “tüketim çılgınlığı” kavramı güncelliğini korumakla birlikte, son zamanlarda liderliği “sosyal medya çılgınlığı” almış gibi görünüyor. Akademide ise veriye erişim ve paylaşım kolaylaşıp inanılmaz boyutlarda veri üretildikçe karşımıza sonu nereye varacağı çok da kestirilemeyen “veri çılgınlığı” olgusu çıktı. Gerçek zamanlı veriler, daha iyi bir gelecek inşası için bir gerekliliktir. Ancak elde edilen verilerin doğruluğu, kesinliği, güvenliği, güvenilirliği, tekrarlanabilirliği, sunumu, paylaşımı, ayrıştırılması, yayınlanması ve erişilebilirliği gibi sorunlar hala tam olarak çözülebilmiş değildir.
Günümüzde her alanda günde 2,5 kentilyon bayt veri üretilmektedir. 2018 yılında yapılan bir çalışmada, 2016-2018 yılları arasında dünya üzerinde insanlık var olduğundan beri üretilen tüm bilginin %90’ından fazlasının iki yıllık süre içinde üretildiği hesaplanmıştır. 2020 yılında herkesin 1 saniyede 1,7 megabayt veri ürettiği, popüler arama motorlarından biri olan Google’da günlük 3,5 milyar (yıllık 1,2 trilyon) arama yapılmaktadır. 180 ülke ve 60 farklı dilde hizmet veren bir mesajlaşma programı Whatsapp’ı kullanan 2 milyar kullanıcının gönderdiği günlük mesaj sayısı ise 65 milyar olarak hesaplanmıştır. Bu kadar büyük veri ortaya çıkınca karşımıza bir kısmı uzun yıllardır bilinen ve kullanılan bir kısmı ise yeni yeni hayatımıza giren kavramlar aldı. Veritabanları (databases), veri madenciliği (data mining), bir veriyi tanımlayan diğer veri (metadata/üst veri), büyük veri (big data), bulut sistemleri (cloud), yapay zekâ (artificial intelligence-AI), otonom sistemler ve veri setleri (datasets) gibi kavramlar gelecekte hayatımızda çok daha fazla yer alacaktır. Elde edilen verilerin verimli, etkili ve sürdürülebilir olması için doğru bir veri ekosistemi oluşturulması veriyi üretenlerin üzerinde çalıştığı başlıca konulardandır.
Elde bu kadar veri olduğu bir ortamda objektif değerlendirme yapmak geçmişe göre çok daha fazla çaba harcamayı gerektirir. Bilginin kaynağı, güvenilirliği ve başka kaynaklar tarafından da gerçekliğinin teyit edilmesi bir gereklilik haline gelmiştir. Günümüzde her alanda olduğu gibi akademide de gerçekçi olmayan, yanlış ve yanıltıcı bilgi maalesef gerçek bilgiyle karşılaştırılamayacak kadar fazladır. İşte tam da burada seçicilik ve farkındalık düzeyi önem kazanır.
Yukarıda genel olarak biraz değindiğim kavramlardan anlaşılacağı üzere, bundan sonraki yazılarımı, veri konusu öncelikli olmak üzere bilim politikaları, üniversite sıralamaları, bilimsel veri tabanları, bilimsel verinin güvenliği ve güvenilirliği, bilimsel dergiler ve etki faktörleri, hayatın her alanında kullanmaya başladığımız ve hayatımızda daha fazla yer alacak olan yapay zekâ uygulamaları ve biraz da çalışma alanım ile ilgili konular oluşturacaktır.
Gelecek, veriye hâkim olup doğru bir şekilde kullananların olacaktır.
10 yorum
Elinize sağlık yeni yazılarınızı merakla bekliyoruz Hocam.
İçeriden birisinden, yaşanmışlıklar ve deneyimlerin ışığında en doğru yorumları okuyacağımıza eminim, şimdiden kaleminize sağlık
Böyle bilgilendirici yazılarınızla aydınlatın bizi hocam.Devamını bekliyoruz elinize sağlık
Bir sonraki yazılarınızı merakla bekleyen öğrenciniz:) Ellerinize sağlık hocam.
Ellerinize sağlık.
Elinize sağlık.Çok güncel bir konuyu ele aldığınız için teşekkürler
Günümüzde en önemli problemlerden birisi, insanlığın muhatap olduğu bilgilerin epistemolojik değeridir. Verilerin çokluğu insanların enforme olmasını sağlıyor; yine nicellik niteliğin önüne geçiyor. Kaleminize sağlık Abdurrrahman bey.
Teşekkür ederim saygıdeğer hocam.
Teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim değerli hocam.