4-8 Kasım 2022 tarihleri arasında Washington DC ABD de yapılan, hem yüzyüze hem de çevrimiçi katılma olanağı olan Amerikan Karaciğer Hastalıkları Kongresi’ne (AASLD The Liver Meeting) Türk Karaciğer Hastalıkları Araştırma Derneğinin katkısı ile çevrim içi katılma olanağı buldum. Karaciğer hastalıklarının tanı, tedavi, önlem ve izlem konularında çok sayıda konferans, panel, hastaların katılabildiği ve soru sorabildikleri hasta oturumları yapıldı ve bilimsel niteliği üst düzeyde bildiriler sunuldu. Oldukça yoğun olan programın hepsini takip etmek mümkün değildi, daha çok kendi ilgi alanım olan konuları ve merak ettiklerimi izledim ve dinledim. Çevrim içi toplantıların teknik olarak kalitesi üst düzeydeydi ve evinizde çayınızı kahvenizi yudumlayarak hatta saat farkı nedeniyle toplantılar bizde akşam yemeği saatlerinde olduğundan mutfakta yemek yaparken sizden kilometre uzaktaki toplantıları takip etmek büyük keyif veriyordu. Bu dünya genelinde 5 milyon insanın yaşamına mal olan COVID-19 un insanlığa kazandırdığı bir nimetti,
Yurtiçi ve yurtdışı birçok karaciğer toplantısına katılma fırsatım olmuştu bugüne dek ve hemen çoğunda işlenen konular HBV(hepatit B virüsü), HCV (hepatit C virüsü) ve HDV (hepatit Delta virüsü) nin yol açtığı hepatit, siroz, karaciğer kanseri ve bunların tedavileri hakkında idi. Ancak son 10 yılda dünya genelinde yaygın olarak uygulanılan hepatit B aşısı ile HBV ve HBV varlığında hastalık yapabilen HDV ile ilişkili hastalıkların kontrol altına alınabilmesi ve hepatit C de 2-3 ay gibi kısa bir sürede hastalığın % 90 üzerinde tedavi edilebilmesi sonucu bu toplantıda fazla sayıda oturum yağlı karaciğer hastalığına ayrılmıştı.
Çağımızda epidemi halini alan obezite; hipertansiyon, kalp damar hastalıkları, tip 2 diyabet ve yağlı karaciğer hastalığına yol açmaktadır. Ülkemiz obezite açısından Avrupa’da birincidir. ABD de de önemli bir sorun olduğu toplantının içeriğinden anlaşılmaktadır. ABD de her dört kişiden birinde yağlı karaciğer hastalığı olduğu ve bu hastalarında beşte birinde, bazı yayınlarda üçte birinde yıllar içinde karaciğer sirozu ve karaciğer kanseri geliştiği bildirilmektedir.
Ülkemizin de ABD den kalır yanı yoktur doğrusu. Geleneksel Anadolu ve Akdeniz tipi beslenmeden uzaklaşıp batı tipi beslenme olarak adlandırılan “fast food” ile beslenme, bol şeker içeren meyve suları ve gazlı içecekler, kültürümüzde olmayan kremalı ve soslu yemekler, zararlı yağlarla hazırlanmış ve çok sayıda katkı maddesi içeren paketli beslenme ürünleri ne yazık ki toplumumuzu obezite endemisi ile karşı karşıya getirmiştir. Artan bireysel araç sayısı, neredeyse binaların içine girercesine park edilip yürümekten bizi alıkoymakta, bir kat aşağı ineceğimiz zaman bile asansör kullanma alışkanlığının getirdiği hareketsiz yaşam obeziteyi katmerlendirmektedir.
Yağlı karaciğer hastalığı önce karaciğer hücrelerinde yağ birikimi ile başlamakta, sonra karaciğer iltihaplanmakta yani yağlanmaya bağlı hepatit olmakta, takiben de karaciğer sertleşmeye başlayarak siroz ve karaciğer kanseri gelişmektedir. Hatta son yayınlarda ve atıf yaptığım bu kongrede sunulan bilgiler siroz olmadan da yağlı karaciğer hastalığının daha az oranda da olsa karaciğer kanserine yol açabileceğini göstermektedir. Alkol, sigara, obezite, diyabet, hipertansiyon, kan yağları yüksekliği (hiperlipidemi), erkek cinsiyet ve ileri yaş yağlı karaciğer hastalığı karaciğerde kanser gelişimini kolaylaştırmaktadır.
Karaciğer kanseri genelde geç dönemde tanı konulduğu ve çoğu kez zeminde siroz hastalığı olduğu için dünya genelinde tüm kanserler içinde kanser ölümlerinden 4. sırada sorumludur. Tanıdan sonra beklenen yaşam süresi 6-20 ay olup, 5 yıllık yaşam oranı sadece % 10 dur. Tedavi konusunda yeni gelişmeler olmakla birlikte geç tanı nedeniyle henüz yüz güldürücü sonuçlar elde edilebilmiş değildir.
Karaciğer kanserinde geç tanı ve tedavi güçlükleri nedeniyle kanseri önleyici tedbirler almak ve risk faktörlerini azaltmak güncel olarak yapılması gerekenlerdir. Özellikle çağımızın epidemisi obezite ve onunla ilişkili metabolik sendromu düzeltmek yağlı karaciğer hastalığının yol açacağı karaciğer kanserini önlemede önemle üzerinde durulması gereken konudur. Sigara ve alkolü kesmek, Akdeniz tipi beslenme, hareketli yaşam, kilo almamak yağlı karaciğer hastalığı ve onun ölümcül komplikasyonu olan karaciğer kanserinden korunmada kişisel olarak yapılması gereken en basit önlemlerdir.