Akademikakil.com delaletiyle bu ayın konusu olan “10 Emir ve Yahudiler” konusundaki görüşlerimi siz değerli okurlarımla paylaşacağım. Gerek dini gerekse dünyevi konulardan bahsederken adil, doğru, dürüst ve bilimsel gerçeklerle örtüşen konuları tartışmalıyız. 10 Emir ve Yahudiler konusunda da böyle davranmamız gerektiği kanısındayım. Ortodoks Marksistlerin bir sözü var. “Komünizmin aleyhinde bahsetmek bile onun reklamını yapmaktır.” Günümüzde insanların sürekli İsrail ve Yahudilikten hatta Siyonizm’den bahsetmeleri manidardır. Kendi dini, tarihi, politik gerçeklerini tam bilmeyen insanların küçük Ortadoğu’nun büyük sorunlarını sürekli konuşmaları anlamlıdır. Bu durum İsrail devletinin Filistin ve Gazze’deki yaklaşık 75 yıldır yaptığı zulümden kaynaklanmaktadır.
1883 Serez doğumlu asıl adı Moiz Kohen olan Tekin Alp 10 emri tefsir edip Osmanlı’daki Yahudilere Türkçülük fikrini anlatmaya çalışmıştır. Onun için 10 emir MÖ. 1200’lerden MS. 2000’lere kadar 4000 yılda Yahudiler bu emirleri istedikleri gibi tefsir edip istedikleri gibi günümüze uyarlamaktadırlar. Yahudi olmayanlar için doğal olarak da bağlayıcılığı yoktur.
Savaşların müsebbibi Müslümanlar olmaması. Birinci Dünya Savaşı’nın müsebbibi Müslümanlar ve Filistinliler değildir. Dünya tarihindeki en yüksek ölüm oranının olduğu İkinci Dünya Savaşı’nın sebebi Müslümanlar ve Filistinliler değildir. Hitler Avusturyalıdır. Gazzeli değildir. Japonya’ya atom bombası atılması emri veren Truman Musevi’dir. Arap ve İslam dünyasından değildir. 1099’da başlayan Haçlı Seferleri 1 çocuk haçlı ve kendi aralarındaki Haçlı Seferiyle birlikte 11 Haçlı Seferini yapan Müslümanlar değildir. Kudüs’ü o zaman Hristiyanlar ve hele Yahudiler hiç korumadı, Selahattin Eyyubi korudu. Müslümanlar binlerce şehit verdi.
Şatilla kampında insanları katleden Şaron Rusya’dan gelmiştir. Netenyahu Polonya Varşova doğumludur. Kudüs’lü değildir. Örnekleri çoğaltabilirim. Konuyu dağıtmamak için bu örneklerle yetiniyorum. Endülüs’ten Yahudileri çıkartan Hristiyan batıdır. Onlara kucak açan Osmanlıdır. Ama Çanakkale’ye Siyon katırlarıyla Osmanlıya karşı savaş aşmak için gelenler Yahudilerdir. Osmanlıda ehl-i kitap statüsünde askere gitmeden savaşmadan ülkenin en güzel yerlerinde yaşayalar Yahudilerdir.
Yahudileri 1240’da İngiltere’den kovanlar Müslümanlar değildi, 1340’da Bavyera’dan kovan, 1492’de İspanyadan kovan, 1497’de Portekiz’den kovanlar Filistinliler değildi. Bunun için Gazze’deki çocukların öldürülmeleri meşru sayılamaz. Savaş suçudur.
Sina’ya 10 emirle ilgili atıf yapıyorsa Müslümanlar ilk vahyin geliş yeri Hira’ya atıf yapar .10 emir ve Yahudilikte Hz. Musa’nın Sina dağındaki Allah’la konuşmasına atıf yapılırsa ondan daha yakın zamanda, daha sahih Hira dağındaki Cebrail aracılığıyla gelen Emirlere de atıf yapmamız gerekir. Kaldı ki Müslümanlar peygamberden önceki peygamberlere de Kuran’dan önceki kitaplara da iman ederler. Belli bir grubun kenedini üstün sayması diğerlerini öldürmesini gerektirmez. ABD’nin keşfolmadığı zamanda hak batıl mücadelesi varken ABD’li ve batılı siyasetçilerin “ben de Siyonist’im” demeleri siyaseten, dinen ve hukukken karşılığı olmayan argümandır.
Tevrat’ta Kudüs kelimesi çok geçer Kuran’da az geçer demekle Kudüs’ün İsrail’in olduğunu anlamını çıkarmak yanlıştır. Yahudilerin Kudüs’e tekrar gelmesine vesile olan Pers kralı Cirus’dur. Yahudiler İran’ı şimdi düşman ilan etmektedir. Bunlar da bir paradokstur. İsra suresi açıktır.
Tarihçe:
1.Kudüs’e Müslümanlar Yarmuk muharebesiyle girmişlerdir.
2.1099’da Haçlılar geldi burada Müslümanlarla savaştılar.
3.1189 Eyyubiler etkisi oldu.
4.1517 Osmanlılar egemen oldu.
5.Osmanlı hakimiyeti devam etti. Kanuni’nin imar faaliyetleri oldu.
6.1880 Rusya’dan gelen Yahudiler yerleşmeye başladı.
7.1896 Herzl Basel konferansları düzenledi.
8.1917 Balfour deklarasyonu
9.1949 BM, İngiltere’ye manda himayesini verdi
10.BM İsrail’i devlet olarak tanıdı.
11.1967 Yahudi-Arap savaşı başladı.
O Günden bugüne sürekli savaşmaktadır.
Kudüs’e saygımız sonsuzdur. Osmanlı moratoryum ilan etmesine rağmen Kudüs’te 1907’de Filistin Ticaret bankasını kurmuştur. Devlet arşivlerinde orijinal belgeleri sadeleştirdim. Bu kadar somut veriler var. Günümüzde Batı dünyası liderleri ABD’den Kıbrıs Rum kesimine kadar Yahudilerle birlikte hareket etmektedir bu davranış anlamlıdır.
Arap ülkeleri kimlerle savaşacağını bilmemektedir. Bir ülkede Mısır pilotları eğitim görür. Binlerce dolar masraf eder Mısır hükümeti. Ülkelerine dönerlerken uçakları kalktıktan sonra düşer hepsi ölür. Yapan belli değil. (!)
Aşağıda iki özgün çalışmadan alıntı yaptım 10 Emir Yahudilikte- Hristiyanlık- İslamiyet’te karşılaştırması yapılmıştır.
TEVRATTA:
“ Kavmini Firavun’un zulmünden ve Mısır esaretinden kurtaran Hz. Musa, onları çöle yerleştirdikten sonra Allah tarafından, kendisine Tevrat’ı ve Yahudilerin temel Prensiplerini içeren On Emiri vermek üzere Sina Dağı’na çağırılmıştır. Hz. Musa’ya verilen ve Yahudiler tarafından büyük önem atfedilen On Emir’de de şu esaslar yer almaktadır:
1. Seni Mısır diyarından, esirlik evinden çıkaran Allah benim.
2. Benden başka Tanrın olmayacak. Boşlukta, yerin üstünde veya altında, Denizlerin derinliklerinde mevcut olan varlıkların resimlerini yapmayacak, onlara hiçbir surette tapmayacaksın.
3. Allah’ın ismini boş yere ağzına almayacaksın.
4. Cumartesi (Sebt) gününü daima hatırlayıp onu kutsal kılacaksın. Haftanın altı gününde çalışacak yedincisinde istirahat edeceksin. Cumartesi günü, Allah’ına tahsis edilmiş umumi dinlenme günüdür. O gün, ne sen, ne oğlun, ne kızın, ne uşağın, ne de hayvanın, kısaca hiçbiriniz çalışmayacaktır.
5. Anne ve babana hürmet edeceksin.
6. Öldürmeyeceksin.
7. Zina yapmayacaksın.
8. Çalmayacaksın.
9. Yalan şahadette bulunmayacaksın.
10. Hiç kimsenin evine, barkına, karısına, hizmetçisine, öküzüne, eşeğine velhasıl sana ait olmayan bir şeye göz dikmeyeceksin.”
“Hz. İsa, talebeleri ve hayranları karşısında dağın yamacına çıkarak yaptığı, Hristiyan ilahiyatında “Dağdaki Vaaz” olarak bilinen ve Hıristiyanlığın üzerinde önemle durduğu ahlaki prensipleri bir defa daha ifade ettiği konuşmasında da şu Gerçeklere dikkat çekmiştir:
(11 Matta, 5/33-35.12 Matta, 5/38-40.13 Matta, 5/43-47.14 Luka, 6/27-35.)
İNCİLDE:
1. Ne mutlu ruhta yoksul olanlara! Çünkü göklerin egemenliği onlarındır.
2. Ne mutlu yaslı olanlara! Çünkü onlar teselli edilecekler.
3. Ne mutlu yumuşak huylu olanlara! Çünkü onlar yeryüzünü miras alacaklar.
4. Ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara! Çünkü onlar doyurulacaklar.
5. Ne mutlu merhametli olanlara! Çünkü onlar merhamet bulacaklar.
6. Ne mutlu yüreği temiz olanlara! Çünkü onlar Tanrı’yı görecekler.
7. Ne mutlu barışı sağlayanlara! Çünkü onlara Tanrı oğulları denecek.
8. Ne mutlu doğruluk uğruna zulüm görenlere! Çünkü göklerin egemenliğionlarındır.15
9. Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin. Burada güve ve pas onları yiyip bitirir, hırsızlar da girip çalarlar. Bunun yerine kendinize gökte hazineler biriktirin. Orada ne güve ne pas onları yiyip bitirir ne de hırsızlar girip çalar.
10. Başkasını yargılamayın ki, siz de yargılanmayasınız. Çünkü nasıl yargılarsanız öyle yargılanacaksınız. Hangi ölçekle verirseniz, aynı ölçekle alacaksınız. Sen neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği fark etmezsin? Kendi gözünde mertek varken kardeşine nasıl, ‘izin ver, gözündeki çöpü çıkarayım’ dersin? Seni ikiyüzlü! Önce kendi gözündeki merteği çıkar, o zaman kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak için daha iyi görürsün.
Hz. İsa, Dağdaki Vaaz’da, Hıristiyan ahlakının ana prensiplerini ortaya koymuştur. Bu prensipler, Yahudilik ve İslam’ın temel prensipleriyle de birçok noktada uyuşmaktadır. Hz. Adem’e verilen altı emir, Nuh Peygamber zamanında yediye çıkarılmış; Hz. Musa zamanında ona tamamlanmış; Hz. İsa tarafından İncillerde bu on emre çeşitli vesilelerle atıflarda bulunulmuş ve Adem (a.s.)’dan itibaren devam ede gelen bu emir ve yasaklara son ve mükemmel şekli Kur’ân-ı Kerim’in özellikle En’âm ve İsra surelerinde şu şekilde verilmiştir:
(15 Matta, 5/1-10; Luka, 6/20-23.16 Matta, 6/19-20; Luka, 12/33-36, 16/13.17 Matta, 7/1-5; Luka, 6/37-38, 41-42.18 Dağdaki Vaaz hakkında bkz. Aydın, Mehmet, Ansiklopedik Dinler Sözlüğü, Din Bilimleri Yayınları, Konya 2005, s. 155-156.)
“(Ey Muhammed!) De ki: Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: (KURANDA)
1. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın.
2. Anaya babaya iyi davranın.
3. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız.
4. (Zina ve benzeri) çirkinliklere, bunların açığına da gizlisine de yaklaşmayın.
5. Meşru bir hak karşılığı olmadıkça Allah’ın haram (dokunulmaz) kıldığı canı
Öldürmeyin. İşte size Allah bunu emretti ki aklınızı kullanasınız.
6. Rüştüne erişinceye kadar yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın.
7. Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın. Biz herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu tutarız.
8. (Birisi hakkında) konuştuğunuz zaman yakınınız bile olsa âdil olun.
9. Allah’a verdiğiniz sözü tutun. İşte bunları Allah size öğüt alasınız diye emretti.”
“Benzer emir ve yasaklar İsra suresinde de şu şekilde yer almaktadır:(KURANDA.)
1. Allah ile birlikte başka bir tanrı edinme, yoksa kınanmış ve yalnızlığa itilmiş olarak kalırsın.
2. Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, ana-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara” öf!” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle. Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: Rabbim!, tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı.
3. Rabbiniz içinizde olanı en iyi bilendir. Eğer siz iyi kişiler olursanız, şunu bilin ki Allah tövbeye yönelenleri çok bağışlayandır.
4. Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya hakkını ver, fakat saçıp savurma. Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok
(19 En’âm, 6/151-152.) nankörlük etmiştir. Eğer Rabbinden umduğun bir rahmeti istemek için onlardan yüz çevirecek olursan, o zaman onlara yumuşak bir söz söyle.
5. Eli sıkı olma, büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır ve çaresiz kalırsın. Şüphesiz Rabbin, dilediğine rızkı bol bol verir ve (dilediğine) kısar. Çünkü o Gerçekten kullarından haberdardır ve onları görmektedir.
6. Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da, sizi de biz Rızıklandırırız. Onları öldürmek gerçekten büyük bir günahtır.
7. Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.
8. Haklı bir sebep olmadıkça, Allah’ın, öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın. Kim haksız yere öldürülürse, biz onun velisine yetki vermişizdir. Ancak o da (kısas yoluyla) öldürmede meşru ölçüleri aşmasın. Çünkü kendisine yardım edilmiştir.
9. Rüştüne erişinceye kadar, yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın, verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü söz (veren sözünden) sorumludur.
10. Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın, doğru terazi ile tartın. Bu daha hayırlı, sonuç Bakımından daha güzeldir.
11. Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.
12. Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin. Bütün bu sayılanların kötü olanları Rabbinin katında sevimsiz şeylerdir. Bunlar, Rabbinin sana vahy ettiği bazı hikmetlerdir. Allah ile birlikte başka ilah edinme. Sonra kınanmış ve Allah’ın rahmetinden kovulmuş olarak cehenneme atılırsın”.
(Kaynak: Seyyar Süleymanov. “Tevrat’taki Emir ve Yasakların Tespit ve Tahlili”. Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2009, Bursa)
“Kur’an’da Hz. Musa’ya kitap,11 furkan,12 sultan,13 dokuz ayet,14 elvâh (levhalar).15 ve Suhuf 16 verildiği bildirilmiştir. Daha önce ifade ettiğimiz üzere Hz. Musa’ya verilen kitaptan maksat Tevrat’tır. Hatta bazı müfessirlere göre bu konuda hiçbir ihtilaf dahi yoktur. Fakat Hz. Musa’ya verilen elvâh (levhalar), on emir ve suhufun ne olduğuna ve muhtevasına dair açık bir beyan bulunmadığından olsa gerek, müfessirler bu kavramlar ve onların anlam dünyalarına dair birbirinden farklı birtakım görüşlerde bulunmuşlardır. Ayrıca kanaatimizce Yahudilerin, Hz.Musa’ya Tevrat, Elvâh/Levhalar, On Emir, Mişna ve Gemara’nın (Talmud) nerede, nasıl verildiğine ve bunların kim tarafından yazıldığına dair birbirinden farklı görüşlere sahip olması, açıkçası müfessirlerin de Tevrat, On Emir, Elvâh hakkındaki görüşlerine yansımıştır. Bu sebeple müfessirlerin görüşlerine yer vermeden önce Yahudilerin Tevrat, On Emir ve Levhalar hakkındaki görüşlerine değinmenin konunun anlaşılmasına katkısı açısından önemli olduğu kanaatini taşımaktayız.
(Kaynak: Ertuğrul Döner, Yahudilik Menşeli Birtakım Kavramların Tefsirlerdeki Karşılığı ve Meallerde Anlam Bunalımı. Proceedings Book of 2nd International Scientific Resecarches Congress on Humanities and Social Sciences, 2017)
Sonuç olarak güçlünün haklı değil, haklının güçlü olduğu, ekonomik kaynakları elinde tutanların dünyaya dağılan başka ülke vatandaşı olup İslam düşmanı olanların durumunu gözden geçirmesi gerekir. Yahudiler dünyanın her tarafında zengin ve varlıklı kesimler olduğu bilinir. Neden olmasın? Faizi kendi kavmine yasaklayıp başkalarından faizi almayı mübah görürsen zengin olursun. İslamiyet’te gerek kendi dinine gerekse başkasından haram olan şeyleri yasaklamıştır. Çünkü en son, en doğru, en sahih dindir.
Yahudilerin “kutsal sanduka Kudüs’te tapınağın altındadır” tezi bilimle ve tarihi gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Hz Musa oraya kadar hiç gelmemiştir. Kırılmış 2 tablet parçası -sandık telakki edilmez. Buradan maksat Kudüs’teki Beyt’ül Makdis’i işlevsiz hale getirmektir.
Burada BM üyesi ülkelerin yaptığı oylamada Filistin devletinin kurulması lehine oy kullananların oranı BM nüfusunun %80’ine yakındır.137 evet oyu kullanmıştır ama veto edildiği için bir anlamı kalmamıştır. İslam dünyasının kendi birlik beraberlik ve güvenliğini sağlamları için b planının bulunması gerekmektedir. Dünyada en çok Müslüman nüfus Asya’dadır. İslam ülkelerinin sorunlarını İsrail ekseninde tartışmak çözüm olmamaktadır.
Sonuç olarak; Hz.Musa hiç girmedi. Hz. Musa MÖ. 1200’lerde yaşadı. Çölde 40 yıl yaşadı. Müslümanlar Peygamberimizden önceki peygamberlere de iman ettiği için Hz. Musa ve Tevrat’a (tahrif edilmemiş) de inanır. Selahattin Eyyubi Hz. Musa’nın mezarını yaptırdı. Daha sonra Osmanlıdan hac mevsiminde giden Surre alaylarında ölenlerin 46 kişinin mezarı da oradadır. Dolayısıyla Siyonistlerin iddia ettiği Hz. Musa sandukayı mescidin altına sakladı demeleri gerçekçi değildir. Hz. Süleyman mabedi ayrıdır.
Kol saati gibi kolumda taşıdığım Kudüs …Gökyüzünde yapılıp yere indirilen şehir, altından krater akan Tanrı şehir Kudüs…Tüm insanlığın şehir Kudüs…Müslümanların ikinci kıblesi Kudüs…sana selam olsun….şehitlere rahmet yaralılara şifa dileklerimizle…gönlümüz seninle Kudüs….selam Beytül makdise ….selam el Halile… selam Ramallaha ..selam Gazze’ye ..selam Beytüllahime .
Başka ülkelerdeki Yahudi firmaları internet ve iletişim ortamında üyelerin bilgilerini ve kimlerin üye olduklarını bildikleri için bunu başkalarına vermeme garantilerinin alınması gerekir. Dünyadaki toplam nüfusu İstanbul nüfusu kadar olan Yahudilerin dünya siyaset ve ekonomik hayatında etkili olması dünyaya yayılmaları, ekonomik zenginlikleri ve birbirine bağlı olmalarından kaynaklanmaktadır.
Rusya’da mahkum Yahudi devlet başkanlarının çabalarıyla İsrail’e dönmeleri sağlanmıştır. Benzer uygulamaları başka ülkelerde de yapılmıştır. Yahudiler ve Yahudi vatandaşları hem İsrail savunmakta hem de kimliğini taşıdığı ülkeler savunmaktadır. Böyle durumda Müslümanlar garip kalmamalıdır.
İslam teşkilatına üye devletlerin, Arap ülkelerinin, Müslüman ülkelerin liderlerinin kendi aralarındaki işbirliğini ekonomik, ve siyasal birlikteliklerini ufak makam mevki çıkarlarını göz ardı ederek birlikteliğe hazırlanmalıdır. Peygamberimiz zamanında da Yahudiler vardı. O zamanda onlar azgınlık edemediler. Şimdi azgınlık etmeleri ise anlamlıdır. Müslümanların günü şartlarına göre sosyal ekonomik ve siyasi ve askeri konumlarını gözden geçirmelidir.