سَمَّاعُونَ لِلْكَذِبِ أَكَّالُونَ لِلسُّحْتِ فَإِن جَآؤُوكَ فَاحْكُم بَيْنَهُم أَوْ أَعْرِضْ عَنْهُمْ وَإِن تُعْرِضْ عَنْهُمْ فَلَن يَضُرُّوكَ شَيْئًا وَإِنْ حَكَمْتَ فَاحْكُم بَيْنَهُمْ بِالْقِسْطِ إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ الْمُقْسِطِينَ
Bugün ülkemizin avam düzeyi, âlim düzeyine egemendir. Oysa doğru bilgi ve fikirler hiçbir devirde yok sayılarak yok edilememişlerdir. Ülkelerde iki tip maddi ve manevi iç sömürü bulunmaktadır: Yalanla aldatırlar, haramı da yerler.
BİRİNCİSİ: Siyasi Sömürü
Toplum hayatında yolsuzluk ve usulsüzlük bir yaşam şekline dönüşmüşse siyasetçinin de öyle olması kaçınılmaz olmaktadır. Desene bir ülkede siyasal ahlaksızlığın varlığı toplumsal ahlaksızlığın varlığını gösterir. Böyle toplumlarda siyaset, iç sömürgecilik sistemi oluşturabilir. Kendi ülkesini ve milletini sömürebilir. Siyaset sayesinde kendi ülkesini ve milletini sömürmek ciddi bir ahlak sorunu haline gelir. Bu sömürü iştahıyla siyasete ilgi daha da artabilir.
İKİNCİSİ: Dini Sömürü
İkinci iç sömürü ise Allah ile aldatarak din sömürüsü yapmaktır. Oysa Allah (cc) kendisine ulaşmak için aracılığın her türlüsünü yasaklamıştır. Öyle ki Allah (cc) din pratisyenliğini ve din esnaflığını da yasaklamıştır. Din esnaflığı yapanlar, iğrenç kazanç elde ederler ve dine en büyük zararı verirler. Keza Allah’ın dinini vekâletle yaşama sistemi de bulunmamaktadır. Müslüman ipleri başkası tarafından oynatılan bir kukla değildir. Kur’an Allah’a ulaşmak için aracılığın her çeşidini yasaklamıştır. Bugün Kur’an’ın özünü ve ruhunu kavrayamadığımız için onun kabuğuyla boğuşuyoruz. Oysa insanlık geçtiği aşamaya bir daha geri dönmeyecektir. İki tür maddi ve manevi iç sömürüye son verelim. Manevi ve psikolojik sermayemizi tüketmeyelim.
Saygılarımla.