Yapay zekâ her gün artan bir hızla hayatımızın tüm alanlarına yayılmayı sürdürüyor. Bir bilgisayarın ya da bilgisayar kontrollü bir robotun insan işlevlerini yerine getirdiği bu buluş, neredeyse çalışma hayatında insana olan gereksinimi de ortadan kaldıracağa benziyor. Çünkü yapılan sürekli çalışmalar, günden güne gelişen teknolojinin de yardımı ile daha hızlı yanıt veren mucizevi araçların üretilmesini sağlıyor.
Her ne kadar bu konuda yapılan bilimsel toplantılarda yapay zekanın sakıncalarından ve tehlikelerinden söz ediliyor olsa da sorun çözme, çalışmalarda ve hesaplamalarda zaman kazandırma, standardize etme, eşleştirme, seçme gibi her alandaki işlevleri ve yararları yadsınamayacak kadar çok.
Yapay Zekanın Kullanıldığı Alanlar
Yapay zekâ; dil çevirileri, öneri sistemleri, navigasyon, sosyal güvenlik, sağlık hizmetleri, e-ticaret ve yardımcı robot uygulamalarıyla günlük hayatımızın her noktasında yer almaktadır. Ayrıca siber güvenlik ve savunma sanayi gibi stratejik çalışmalarda da kullanılmaktadır.
Sağlık Hizmetleri ve Yapay Zekâ
Gelişmiş bilgisayarlar şu anda sağlık sektöründe yaygın olarak kullanılmakta ve bunlar yapay zekâ teknolojileri ile yönlendirilmektedirler. Watson adı verilen bu bilgisayarlar bugün artık milyonlarca belgeyi kısa sürede analiz etme ve saniyeler içinde alternatif tedavi yöntemleri önerme yeteneğine sahiptirler. Bunlar ayrıca patologların daha doğru kanser tanısı koymasına da yardımcı olabilmektedirler.
Yapay zekâ; hayat kurtarmanın yanı sıra, kaliteyi artırmak, sağlık hizmetlerine ulaşımı kolaylaştırmak ve maliyetlerin düşürülmesine yardımcı olmak gibi pek çok işlev görebilecek biçimde programlanmış olduğundan müşteri memnuniyetine de hizmet etmektedir.
Yapay Zekâ Empati Yapabilir mi?
Yapay zekâ ile tıbbın bazı kollarında ve sağlık hizmetlerinde başarılı sonuçlar elde edilmesine karşın empati yapmada yeterli olamayacağı düşünülmektedir. Empati bilindiği gibi kişinin başka bir insanın düşünce ve duygularını anlayabilme, onun rahatsız olduğu şeyleri hissedebilme ve kendi duygularına kapılmadan ona yardımcı olabilme kapasitesidir. “Empatik ilgi” adı verilen bu yaklaşım insanın önemsendiğini ve ona değer verildiğini gösterir ve ona bunu hissettirir Bu yaklaşım ise tanı ve tedavide önemli bir yeri olan hekim hasta arası iş birliğini beraberinde getirir.
Aslında empatik yaklaşımın hayatın ebeveynlik, eğitim sistemi, sağlık alanı, iş yerleri, hukuki yapılar, iş hayatı, sanat, çevre, dijital dünya, liderlik ve politika gibi alanlara taşınması daha huzurlu bir dünyanın kapılarını açar. Çünkü empati; başkalarının duygularını önemserken kendi duygularımızı yönetebilmeyi ve bu sayede insanlara yardımcı olabilmeyi sağlar.
Yapay zekâ-empati ilişkisine tekrar dönülecek olursa, hasta ile iletişimde hastanın hastalığa verdiği tepkiyi hekimin ve sağlık çalışanlarının doğru çözmesinin hasta tanı tedavisinde önemi çok büyüktür. Hekim ve hemşirelerin bu durumda hastaya empatik davranabilmesi, onun söyledikleri kadar söylemediklerinin önemli olduğunu bilmesi -Vücut dili-Yüz ifadesi -Göz göze gelmekten kaçınıp kaçınmadığı-Soruları yanıtlarken genel tavrı gibi değişkenleri gözden kaçırmamaya özen göstermesini sağlar. Bu gibi hususlar; yapay zekaya o hastalığa tepki olarak yüklenmiş olsa da çıktılar ayni hastalıktan mustarip diğer hastalar için geçerli olmayabilir. Çünkü hastalıklara karşı tepkiler hastanın geçmişi ile ilgili değişkenlere göre hastadan hastaya farklık gösterebilir. Bunların dikkate alınmaması halinde ayni hastalığı olan hastalardan ayni tepki beklentisi içine girilir ki bu da empatiyi engeller. İnsanın çevre koşullarına göre verdiği anlık tepkiler de yine insanlar arası farklı davranışları meydana getireceğinden yapay zekanın buna doğru yanıt vermesi mümkün olmayabilir. İşte bu gibi nedenler; yapay zekanın insana empatide yeterli olamayacağını düşündürmektedir.