İnsanoğlu şüphesiz yeryüzünün gelmiş geçmiş en gelişmiş varlığıdır. Bu gelişmişliği de ona sağlayan beyinin korteks kısmının binlerce yıl süren mükemmel gelişimidir. Beyinde girüs katlantılarının ve sinaptik bağlantı sayılarının artması, subkortikal alanlarla olan iletişimin güçlenmesi ve duyu organlarının bu gelişime ayak uydurmasıyla birlikte insanda beyin sonsuz kapasitede bir bellek, işlemci ve duygusal merkez halini almıştır. Bu gelişimde insanı diğer varlıklardan ayıran temel olay duyusal ve motor uyaranlara sürekli beynin kortikal bölgesi ile yanıt verme çabası olmuştur. Yani insanoğlu sürekli daha ileri düzeye ulaşmak için kendini zorlamıştır. Bu uğraşlar en başta kendinden güçlü olan diğer varlıklara karşı hayatta kalma mücadelesi ve doğal felaketlerle baş edebilme şeklinde karşımıza çıkmıştır. Daha sonra ise beyin gelişimi ilerledikçe motor gelişime de bağlı el ayak becerileri de geliştiğinden çok daha konforlu hayat için çalışmalara başlamıştır. Bu değişim özellikle son yüz yılda o kadar hızlı bir şekilde gerçekleşmiştir ki insanoğlu beden ve zihnini meşkul eden ve yoran çok sayıda işlerden kendini soyutlamıştır. Bu durum akla şu soru işaretini beraberinde getirmiştir; bedenini ve zihnini yeteri kadar kullanmayan bir insanın gelişmesi mümkün müdür?
Teknolojideki hızlı ilerleme günümüzde en muhteşem şekilde yapay zeka kavramı ile karşımıza çıkmıştır. Bilgilerin hepsinin bir bulut sistemine atılması ve orada işlenen bilgilerin hiç hatasız belleklerde unutulmadan uygulamalarla hayata geçirilmesi insan zekasının alternatifi hatta onun da üstüne çıkabilecek bir potansiyel olarak tüm dünyada heyecan uyandırmıştır. Yapay zekanın kapasitesi ve uygulama alan genişliğinin çok geniş olduğunun görülmesi ona olan ilgiyi çok daha artırmıştır. Yapay zeka uygulamaları sayesinde insana olan ihtiyaç azalmakta ve hatta bazı alanlarda insanın yerine geçebilmektedir. Peki bu durumun gelecekte insan ruh, beden ve zeka gelişimi üzerine nasıl bir etkisi olabilecektir?
İnsan gelişme süreci beş duyu organının en verimli kullanımı ve elde edilen uyaranlara yanıtların değerlendirilmesi süreci ile gerçekleştirilmektedir. Anal, fekal ve fallik dönemlerdeki bu gelişim beyinde nöronlar arası bağlantı sayılarının artırılması ve bellek kapasitesinin artırılması ile olmaktadır. Uygulamalarla da motor gelişim dediğimiz yeteneklerimiz gelişmektedir. Bu sırada sürekli dış uyaranlara maruz kalan beynimizin alt kısımlarındaki merkezler ruhsal gelişimini sürekli sağlamaktadır. Beyne giden uyaranların sayısının azalması bu olayların tersine dönmesine ve insan beyin gelişiminin önce durmasına, daha sonra ise geriye dönmesine neden olabilir. Yapay zekanın kullanım alanlarının genişlemesinin insan için en istenmeyen etkisi; beyin ve ruh gelişimi, motor yeteneklerde geriye dönüş olabilir.
Beynimiz doğal zekamızdır. Doğal zekamızın yapay zekayı yönetecek kapasiteye ulaşmasını sağlaması için onu sürekli uyarmalıyız. Duygusal zekamızın yerini adına ne denirse densin yapay olarak üretilen bir şey alması ise mümkün değildir. Bilgiyi de, bilimi de, beynimizi ve beraberinde ruh, beden ikilisini sürekli geliştirmek için kullanmalıyız. Aksi taktirde uykuda rüyalar gören hayatlar yaşayarak ömrümüzü bitirebiliriz.