Dünyamızda ve ülkemizde, gençlerin çoğu meslek seçiminde eğitimlerini yapay zekâ konusu odaklı yönlendirmeye çabalıyor; devlet kurumları, özel büyük/küçük birçok şirket yapay zekâ konusuna adapte olmak için personellerine eğitimler vermeye ya da konuda uzman yeni kişileri istihdam etmeye büyük gayret gösteriyor. Piyasada aranan bu uzman kişiler nasıl yetiştiriliyor? Çağın gereklerine uygun eğitim alabiliyorlar mı? Ya da nasıl bir eğitim almalılar?
Bilindiği gibi, 5 Mart 2024 tarihinde, Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, yapay zekâ, dijitalleşme ve büyük veri alanlarında üniversitelerde açılacak yeni program ve bölümleri açıklamıştır (1). “Veri Bilimi ve Analitiği” ile “Yapay Zekâ ve Makine Öğrenmesi” bölümleri ilk kez olmak üzere, “Bilişim Sistemleri ve Teknolojileri”, “Yazılım Geliştirme” ve “Bilgi Güvenliği Teknolojisi” bölümleriyle beraber 5 lisans programı açılması planlanlanmaktadır.
Tamamı yeni açılacak 12 önlisans programı: “Yapay Zekâ Operatörlüğü, Büyük Veri Analistliği, Otonom Sistemler Teknikerliği, Dijital Dönüşüm Elektroniği, Robotik ve Yapay Zekâ, Oyun Geliştirme ve Programlama, Bulut Bilişim Operatörlüğü, İmalat Yürütme Sistemleri, Kurumsal Bilişim Uzmanlığı, İnsansız Araç Teknikerliği, Ön-yüz yazılım Geliştirme, Arka-yüz yazılım Geliştirme” şeklinde YÖK tarafından belirlenmiştir.
Belirtilen lisans ve önlisans programlarının açılacağı üniversiteler ise YÖK tarafından şöyle seçilmiştir: Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Bursa Teknik Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Eskişehir Teknik Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi, Harran Üniversitesi, Karabük Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Kayseri Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi, Konya Teknik Üniversitesi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Trakya Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi.
Ben 25 yıla varan bir süredir yapay zekâ konularında çalışan bir istatistikçiyim. Bu alanda ülkemiz adına uluslararası mecrada birçok ilki gerçekleştirmenin gururunu taşımaktayım. Yapay zekâ ve veri bilimi konularında bazı lisans ve yüksek lisans derslerini ülkemizde ilk kez açan akademisyen oldum, bu konularda yaptığım uluslararası yayınlarla dünyanın en etkili, yüzde ikilik bilim insanları arasında yer alarak, ülkemizi temsil etmenin onurunu yaşadım. Yıllardır hem yurt dışındaki üniversitelerde, hem de ülkemizin dört bir yanındaki üniversitelerimizde, okullarımızda, sahadaki saygın kamu ve özel kurumlarımızda yaptığım konuşmalar, verdiğim seminerler, eğitimler ve katıldığım etkinliklerle dünyada ve ülkemizde yapay zekâ ve istatistiğin ilerleyişine heyecanla eşlik ettim. Yer aldığım projeler, yaptığım danışmanlıklar ve düzenlediğimiz organizasyonlarla önemli bir birikim elde etme şansını yakaladım.
Uzun süredir yazdıklarımı, konuştuklarımı takip eden sevgili okurlar bir önceki paragrafta anlattıklarımı kendimi övmek ya da tanıtmak için yazmadığımı çok iyi bilirler. Yine de belki ilk kez okuyacaklar için küçük bir not düşeceğim izninizle. Yukarıda bu alanda ne kadar tecrübem olduğunu paylaşmak istedim. Çünkü şuan piyasada birçok insan en ufak bilgi birikimi olmamasına rağmen, sosyal mecraların gücüyle yapay zekâ ya da veri bilimi hakkında konuşuyor ya da yazıyor. Kulaktan dolma yanlış bilgiyle, konuya uzman olmadan, birçok insanın böylesine yalan, yanlış bilgileri, anlamsız süslü kelimelerle sunması ne yazık ki bu konulara ilgi duyan gençlerimizi ya da konuya yeni başlayacak iyi niyetli çalışkan insanlarımızı adeta zehirliyor. Ve bu çok olumsuz etkileşim ne yazık ki iyi niyetli araştırmacıların kandırılmasına, yanlış yönde ilerlenmesine ve sonuçta başarısızlıkla yollarının kesilmesine neden oluyor. İnsanlarımızın yanlış yönlendirilip, zamanlarının bu şekilde çalınması ülkemizin yapay zekâ alanında çağın gerisinde kalmasına neden oluyor. O nedenle, çağın popüler başlığı olan yapay zekâ konusunda nasıl bir yetkinliğim olduğunun altını çizmeye çalıştım yukarıda. Bu konularda konuşacak insan kim olursa olsun nasıl bir birikime sahip olduğuna dikkat etmeliyiz. Doğru kişileri ve doğru kaynakları takip etme konusunda çok titiz davranmalıyız.
Bahsetmeye çalıştığım tüm bu önemli tecrübelerin ve dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmenin sonucunda, yaklaşık beş yıl öncesinde ülkemizde geleceğimizi doğrudan etkileyecek, veri analizine hakim yapay zeka uzmanlarını, veri bilimcilerini yetiştirecek bir bölüm açılması gerekliliğini gördüm. Şuan benim başkan vekilliği görevini yürüttüğüm Türk İstatistik Derneği’nin (2) başkanı olan ve alanda engin bir tecrübeye sahip Prof. Dr. Turhan Menteş hocamla benzer görüşleri o yıllarda da paylaştık ve bu doğrultuda adımlar atmak için büyük çaba sarf ettik. Hatta daha 2021 yılında Hacettepe Üniversitesi sayın rektör hocamızın da kıymetli destekleriyle, ülkemizde ilk kez bir Veri Bilimi bölümü kurulması çalışmalarını yürüttüm. Dünyanın önde gelen, başarılı üniversitelerindeki benzer tüm programları da inceleyerek, böylesi bir lisans programını en ince detaylarına kadar yoğun ve titiz bir çalışmayla tasarladık. Bahsedilen bu tecrübeler ışığında, açılmalarında geç bile kalınmış olan sözü geçen eğitim programları hakkında göz önünde bulundurulması gereken bazı noktaların altının çizilmesi gerektiği görüşündeyim. YÖK’nun hayata geçirmeyi planladığı bu eğitim projesinin çok isabetli ve kıymetli olduğu düşüncesindeyim. Bu nedenle, ülkemiz adına böylesi önemli bir eğitim hamlesinde çok dikkatli ve stratejik davranabilmek için yardımcı olabilmesi amacıyla ve yapay zekâyla ilgili böylesi bölümlerde eğitim almayı düşünen gençlerimize fikir vermesi adına, önemli olabilecek kritik noktaları dile getirmek arzusundayım.
Yapay zekâ çağı diye nitelendirilen günümüzde, elbette ki zamanın ihtiyaçlarına uygun biçimde üniversitelerimizde yeni programlar açılması ya da var olan programlarda güncellemeler, geliştirmeler yapılması kaçınılmazdır. Diğer yandan, birden bire bu kadar fazla üniversitede bu kadar çok programın açılması çok maliyetli, oldukça büyük bir yatırımdır. Bu kadar yeni bölüm için eğitim ve idari personelin planlanması, derslerin yapılacağı derslikler, laboratuvarlar, bilgisayarlar ve bunlar gibi fiziksel alt yapı ihtiyaçlarının sağlanabilmesi ciddi bir maliyet yükü demektir. Getireceği kazançlar düşünüldüğünde eğitime yatırım yapmanın gerekliliği de ortadır. Ve böylesi kıymetli yatırımların çok stratejik biçimde planlanması şarttır. Yanlış planlama ile adımlar atılırsa, gerekli eğitim personeli, idari personel ve fiziksel alt yapı sağlanamazsa, açılması planlanan programlar doğru seçilemez ve ders programları iyi bir biçimde hazırlanmazsa, belirtilen bu büyük maliyet eğitim sisteminin sırtında ağır bir yük oluşturacaktır.
Daha da önemlisi, belirtilen bu programlar ülkemiz için oldukça yenidir. Zaten açılması planlanan 12 önlisans programının tamamı ilk kez, açılması düşünülen 5 lisans programından ise ikisi yeni açılacak bölümlerdir. Bu bölümlerin ders programlarının doğru tasarlanması, belki sayısı bini bulacak yeni derslerin içeriklerinin çok iyi bir biçimde belirlenmesi, yetiştirilecek öğrencilerin dünya standartlarına uygun bir biçimde eğitilebilmesi için hayati önem taşımaktadır. Belirtilen programları eğitim almak için seçecek, geleceğimiz olan öğrencilerimiz yeterli ve gerekli eğitimi alamadıklarında, iyi yetiştirilemediklerinde, yani aldıkları eğitimin hayatta karşılığını bulamadıklarında, yaşayacakları hayal kırıklığı ve zaman kayıplarının ötesinde, ülkemiz telafisi mümkün olmayan bir zaman kaybetmiş olacaktır. Ve dolayısıyla dünyada baş döndürücü bir hızda devam eden teknoloji yarışında, telafi edilemez şekilde geride kalma tehlikesini yaşamamız söz konusudur.
Unutulmamalıdır ki, bu tür eğitim programlarının uzun vadeli geçerliliği ve gerekliliği, teknolojik gelişmelere ve iş piyasasının değişen ihtiyaçlarına bağlı olarak çok hızlı değişebilir. Teknolojik ilerlemelerin hızına bağlı olarak, bazı eğitim programları zamanla daha az tercih edilen veya modası geçmiş hale gelebilir. Özellikle belirli bir teknolojiye özgü programlar (örneğin, belirli bir yazılım veya platforma odaklanan programlar) zamanla güncelliğini yitirebilir veya bu teknolojilerin yerini daha yeni teknolojiler alabilir. Eğer bir lisans eğitim programı bu şekilde yanlış biçimde seçilir, tasarlanır ve açılırsa, öğrencileri daha mezun olmadan o meslek geçerliliğini yitirebilir. Böyle bir durumda, hem o bölüme yıllarını harcamış gençlerimizin içinde kalacağı kötü durum, hem de yeni bir bölüm açabilmek için harcanan o kadar insan gücünün, maliyetin, zamanın boşa gitmiş olmasının faturası çok ağır olabilir.
Bahsedilen büyük tehlikeleri fark edebilmek, gerekli önlemleri alabilmek ve eğitim programlarını iyi tasarlayabilmek için doğru referans noktaları seçilmesi oldukça önemlidir. Günümüzün en hayati başlıklarından biri olan yapay zekâ ile ilgili eğitim programları söz konusu olduğunda, ilgili eğitim programının çekirdeğinde “veri” ve “veri analizi” değişmez temeli oluşturur. Bu nedenle, özellikle ‘İstatistik Bilimi’ ve bu bilimin temeli olan ‘optimizasyon’ başlığı bu eğitim programlarının çekirdeğinde yer alan değişmez yapı taşlarından bir tanesidir. Yapay zekâ konularında çalışan, deneyimli istatistikçilerin sözü geçen eğitim programları için çok iyi referans noktalarından biri olacağı açıktır. Yapay zeka ile ilgili başarılı eğitim programlarının yurt dışı örneklerinde de açıkça görüldüğü gibi, istatistik temeline sahip, optimizasyon bilgi birikimi bulunan, yapay zekâ uygulamalarında tecrübeli bilim insanları, açılması hedeflenen bu eğitim programlarının planlanmasında, tasarlanmasında, işletilmesinde anahtar bir role sahiptirler. Elbette ki sözü geçen istatistikçiler yanında, ilgili diğer kıymetli bölümlerden, alanlardan konunun uzmanı değerli bilim insanlarının ve araştırmacıların da katılımının gerekliliği şarttır. Bahsedilen birliktelikle ülkemiz için çok önemli olan bu eğitim hamlelerinin başarı şansı daha da artacaktır.
YÖK’nun planladığı bu eğitim yatırımı çok kıymetlidir. İlgililerin her şeyi titizlikle düşünerek ilerledikleri kuşkusuzdur. Böylesi çok önemli bir eğitim yatırımında, Türk İstatistik Derneği olarak bizler de elimizden gelen her türlü katkıyı sağlamaktan büyük mutluluk duyacağız. Ülkemizin yapay zekâ çağında hak ettiği yere gelebilmesi için akılcı düşüncenin, çağın gereklerine uygun stratejik hareket etmenin ve yapay zekâ konusunda uzman istatistikçilerin gerekliğinin bilincindeyiz. Bu konuda gerekli farkındalığa ulaşmak, hep birlikte yarınlara daha da güçlü adım atabilmek amacıyla, kamu kurumları, özel sektörden firmalar ve üniversitelerle hep birlikte gerçekleştireceğimiz “Yapay Zekâ” ana temasına sahip Uluslararası Veri Bilimi ve İstatistik Kongresi’nde (IDSSC 2024) buluşacağız (3).
Ülkemizin en köklü derneklerinden biri olan Türk İstatistik Derneği çeyrek asırdır bu saygın kongreyi düzenlemekte ve ülkemizde yarattığı istatistik bilinciyle geleceğe ışık tutmaya devam etmektedir. 15-18 Ekim 2024 tarihlerinde gerçekleşmesi planlanan ve dünyadan konunun tanınmış uzmanlarının da katılacağı bu büyük organizasyonda hep birlikte olacağız. IDSSC 2024 etkinliğinde, kıymetli devlet kurumlarımız, özel sektörden saygın firmalarımız, birbirinden değerli üniversitelerimiz ve yapay zekâ başlığının ilgili tüm paydaşları, öğrenciler, saha uzmanları, yöneticiler, araştırmacılar, akademisyenler ile bir araya gelerek, ülkemizin yapay zekâ alanındaki güçlü ilerleyişine hep birlikte destek vermek için çalışmaya devam edeceğiz.
IDSSC 2024 de ayrıca, yukarıda bahsetmeye çalıştığım yapay zekâ eğitimleri ve nitelikli yapay zekâ uzmanları ve veri bilimciler yetiştirilmesine ilişkin konuların tartışılması için doğru bir zemin oluşturacağımızı da belirtmek isterim. Özellikle konuya ilgi duyan gençlerimizin ve konuya yeni başlayacakların kendilerine doğru bir yol haritası çıkarmaları açısından bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yapay zekâ konusunda çalışan tecrübeli uzmanlarla; bu konulara yeni çalışmaya başlamış ya da başlamayı düşünen kişilerle; merak edenlerle; çalışmanın, akılcı düşüncenin, okumanın, öğrenmenin değerini bilen tüm kıymetli insanlarla IDSSC 2024 ve benzer anlamlı etkinliklerde görüşmek dileğiyle.
Kaynaklar
(1) YÖK açıklama: https://www.yok.gov.tr/Sayfalar/Haberler/2024/yapay-zeka-dijitallesme-ve-buyuk-veri-alanlarinda-yeni-program-ve-bolumler-aciklandi.aspx
(2) Türk İstatistik Derneği web sayfası: https://www.turkistatistik.org.tr/
(3) Uluslararası Veri Bilimi ve İstatistik Kongresi (IDSSC 2024) web sayfası: https://www.vebist.net/
6 yorum
Emeğinize sağlık, çok teşekkürler.
İlginiz için ben çok teşekkür ediyorum.
Hocam elinize sağlık, anlattıklarınız için teşekkür ederiz.
Ben çok teşekkür ediyorum.
Emeğinize sağlık Hocam, geleceğimiz adına verdiğiniz çaba için çok teşekkür ederiz
Nazik sözlerinize çok teşekkür ediyorum hocam.