21 Mart Nevruz bayramı denince çocukluk ve gençlik yıllarım aklıma gelmektedir. Yeni gün manasına gelen Nevruz yeni bir yılın başlangıcı olarak kabul edilir. Mart ayına girdiğimizde artık kışın sonu, yavaş yavaş tabiatın uyanışı olarak biliriz. Kış mevsimi için önü yaz, ömrü az derdik.
Nevruz bayramında önemli faaliyetlerden birisi de temizlik yaptığımızdır. Hepimiz öncelikle bahçelerimizi ve evlerimizi süpürür, derler, toparlardık. Yorgan ve döşeklerin istiflendiği yüklüklerimizi dışarıya çıkarır, havalandırır ve temizlerdik. Giysilerimiz temizlenip ütülenirdi. Evin büyükleri bayram için hazırlık yaparlardı. Erkekler şehre gider, evin ihtiyaçları yanında ısmarlanan kuru yemiş, meyveler ve bayramlıklar(hediyeler) mali güce göre alınırdı.
Kabir üstü denen olayda mezarlıkları ziyaret eder; mezarları onarır, bakımlarını yapardık. Kur’an okur, dualar ederdik. Mümkün olduğunca bunlar toplu şekilde yapılırdı.
O yıl içinde bir ailede cenaze olmuşsa o aile için kara bayram olur. Tanıdık bildikler bayram günü o aileye giderek hem bayramları kutlanır ve dualar okunur, aileye baş sağlığı dilenirdi.
Yine farklı bir etkinlik olarak kosa gelin dediğimiz bir etkinlik olurdu. Daha çok gençlerden birisine elbiseler ters giydirilip, bazen de etek giydirilip yüzüne un sürülür, başına papak(bere) geçirilir, boynuna zil asılır ve bu gencin yanında diğer gençler grup halinde evlere gidilip halaylar çekilir, çeşitli hediyeler, yumurta ve çerezler torbaya toplanırdı. Sonradan bu toplananlar aralarında bölüştürülür.
Ayrıca Nevruz bayramı için önceden semeni dediğimiz baharın yeşilliğini ifade eden buğday çimlendirme yapardık. Bayram gününden önceki ilk Salı günü (ahır tek) akşamı yedi levin(çeşit) denen kuruyemiş ve meyvelerden oluşan tepsiler hazırlanırdı. Geniş sini içinde bu kuruyemişler karıştırılır ve rahmetli dedem; başta tüm çocuklar olmak üzere herkese eşit tarzda bu yemişlerden dağıtırdı. Gurbette ve askerde olan yakınlar unutulmaz ve onların da payları ayırılırdı. Evli olan evin kızlarına daha çok pay ayrılır ve üstüne ayrıca ek hediyeler konur bayram günü kızlarının evine gidip hediyeleri verilirdi. Bu arada o eve gelin gelecek nişanlı kızlara ve onun birinci dereceden yakınları için de, çeşitli hediyeler alınır ve bayram günü Honça dediğimiz bir tepsiye konarak, üstü süslenerek kız evine götürürdük.
Bayram etkinlikleri içinde bayram gününden önceki Çarşamba günü kulak asmak dediğimiz kapı dinleme olayı vardır. Özellikle bekar gençler ve isteyenler dileklerini tutarak komşuların kapısına gidip kulaklarını kapıya dayayarak içeride konuşulanları duymaya çalışırdık. Kötü söz duyulur ise dileklerimiz olmayacak; güzel laflar duyulur ise niyetlerimizin olacağına inanırdık. Bu vesileyle özelikle o gün tüm evlerde güzel sözler ve sohbetler yapılırdı. Yine bu akşam baca baca dediğimiz ateş yakma olurdu. Bahçede ateş yakılır ve o ateş üzerinden atlanır. Atlarken ‘’ağırlığım, uğurluğum bu od üstünde yansın, alevler saçılsın, bahtım açılsın’’ denir. Tüm kötülükler bu ateş de yansın gitsin; bekarlar da bahtım bağlanmış ise açılsın, evleneyim derler.
Suya iğne salmak ise derin, geniş bir tas içine su konur ve 2 dikiş iğnesinin başına pamuk bağlanarak niyet edilir, suya bırakılır. İğneler birbirine değer ise istekler oluşacak, sevgililer kavuşacak manasına gelirdi.
Nevruz bayramı yumurta boyamak ve tokuşturmak ayrı bir seremonidir. Soğan kabuğuyla pişirilen ve kırmızı renk alan yumurtalar olmazsa olmazdır. Hem bayramlaşmaya gelen çocuklara verilir, hem de herkese bölüştürülür. Kırılmış olanlar ayırt edilir. Dişe vurularak sertliği kontrol edilir ve tokuşturma yapılır. Kimin yumurtası kırılır ise kıran kişiye verir. Tabii bazen de hile yapanlar olur. Dikkat edilmez ise düzgün bir şekilde baş kısımdan değil yumurtanın yanından vurulursa kırılma ihtimali yüksektir.
21 Mart bayram sabahı erkenden kalkılıp ev toplanır, düzenlenir ve yemekler pişirilir. Öncelikle büyüklerin eli öpülerek bayramı kutlanır. Diğer büyükler ziyaret edilip hediyeleri verilir. Çocuklar ellerine bir torba alarak evlere bayram kutlamalarına gider, hem yumurtalarını hem de kuru yemişlerini, bazen de harçlıklarını alırlar. Eve gelen misafirler yemek yemeden bırakılmaz. Nevruz Bayramında küsler barıştırılır ve böylece bir barış havası estirilir.
Bu güzel hasletlerimizin unutulmaması dileğiyle herkesin Nevruz bayramını kutluyorum.