Ramazan Bayramı diğer adı ile Şeker Bayramı, Müslümanlar için dini bir bayram olup bana göre de sevgiyi ifade bayramıdır. Oruç, mideyi dinlendiren, haz ilkesine göre hareket eden, nefsimizi kontrol etmeyi öğreten, unutulan damak tatlarını canlandıran ve aileyi iftar sofralarında yeniden bir araya getiren bir dini ibadettir. Günün en aktif saatlerinde olan ve bir ay süren oruçtaki gün içi açlık, kan şeker düzeyini düşürerek bedenin işlevselliğini azaltır. Bu metabolik yetersizlik, oruç bitiminde Şeker Bayramı ile adeta giderilmeye çalışılır. Şeker Bayramı çocuklar ve yaşlılar için oldukça anlamlıdır. Çocuğun yaşamında şeker ve sevgi elzem iki tat olurken yaşlının yaşamında şeker, bazen bedeninin tolere edemediği bir illet, bazen de ilişkileri tatlandıran, yüreğini canlandıran ve kendisini ziyarete gelen çocuklarına sevgiyle sunulan bayram şekeri olur.
Laktoz, fruktoz ya da glikoz gıdanın şekeridir. Sodyum klorür gıdanın tuzu olup şeker ve tuz insan yaşamı ve ağız tadının vazgeçilmezleridir. "Allah ağız tadımızı bozmasın" büyüklerimizin sıkça kullandığı ve bizim kültürümüzde sağlığı ve huzuru ifade eden bir sözdür. Hepimizin bildiği gibi burada bozulan, dilimizdeki tat reseptörleri değildir. Başka bir değişle bu bozulma; takatsiz kolları ile fersiz gözlerine rağmen çocukları gelecek diye yaptığı, sevgi ve özlem şurubu ile tatlandırdığı bayram baklavasının, ziyaret edilmeyen yaşlının yüreğinde, damağında acılaşmasıdır. Yaşlılar için bayramlar, eski bayramlar gibi değildir; tatlar çocukluğundaki doyamadığı tatlar değildir. Çoğu kez de yaşamın tadı tuzu kalmamıştır. Nedir yaşamın tadı ya da tuzu? Yaşamın tadı sevgi olabilir fakat tuzu ne olabilir?.. Bilemiyorum. Bu konuda çok ilginç yanıtlar alabilirim. Dolayısıyla bu soruyu okuyucularıma soruyor ve yanıtları bekliyorum
Yaşamın tadı ve tuzu sizinle olsun