İnsan ömrü ne kadardır? Bu sorunun cevabını vermek pek kolay olmasa gerek. Zira üç kutsal kitapta da 2,000 yıl yaşayan Adem Peygamber ve 360 yıl yaşayan İdris Peygamber’den söz edilirken, Adem Peygamber’in de 17 metre boyu ve 10 metre eni olduğu rivayet edilmektedir. Bu ölçüleri belirtirken muhtemelen farklı bir takvim ve ölçü birimi kullanılmıştır. Fakat ne olursa olsun, insan ömrünün bugünkünden daha uzun olduğu rivayet edile gelmiştir. Keza evliya ya da eren türbelerindeki mezar boyları da bugünkü ölçülere göre oldukça uzun tutulmuştur. Buna karşılık, evrim bulgularına göre insan boyu kısadan başlayarak giderek daha uzamıştır. Bunların doğruluk derecelerini test etmek amacında değilim, fakat bugün için insan ömrü konusunda çok ilginç araştırmalar ve gelişmeler olduğu da bir gerçektir. Onun için ben sadece insan ömrüne ilişkin kısımdaki çalışmalardan kısaca söz edeceğim.
Geçtiğimiz son 6-7 aylık dönemde insan ömrü konusu magazin medyasında bile oldukça yer bulmaya başlamıştır. Bunun nedeni ya da tetikleyicisi ise ünlü Nature dergisinin 28 Kasım 2010 tarihli sayısında çıkan bir araştırma yazısı olmuştur. Bu araştırmada, farelere enjekte edilen telomaraz adlı enzimin kromozomların iki ucunda da bulunan ve yaklaşık 2000 tekrardan oluşan, adına datelomer denen oluşumların kısalmasını engelleyerek yaşlanmayı durdurduğu ve hatta yaşlı fareleri belli oranda gençleştirdiği belirtilmiştir. Bilinen husus; insan hücrelerinin her çoğalmasında “TTAGGG” şeklinde tekrarlayan dizinin kısalması ve telomer dizi uzunluğunun da kişiden kişiye değiştiğidir. Her yıl belirli oranda kısaldığı telomer dizisi aynı zamanda yaşlanmayı da beraberinde getirmektedir. Çocukken çok uzun olan ve yaşlandıkça doğal olarak kısalan telomer kısalması her insanda farklı olduğu gibi, kötü çevre ve yaşam koşulları insan vücudundaki hücrelerin tahrip olmasına neden olurken, bunların yerine yeni hücrelerin konabilmesi için oluşan hücre bölünmesinin telomerlerin kısalmasına ve dolayısıyla yaşlanmaya neden olduğu varsayılmaktadır. Bununla beraber, insan ömrünü belirleyen pek çok çevresel ve kalıtsal faktör vardır; telomer bunlardan sadece bir tanesidir.
“Indipendent”gazetesinde çıkan ve Türkiye’de de çok geniş yankı bulup, biraz da abartılan habere göre insanlar 400 pound sterling verdikleri zaman telomer uzunluğunun ne kadar olduğunu ve dolayısıyla biyolojik yaşlarının ne olduğunu öğrenebileceklerdir. Sözü edilen test teknolojik olarak çok zor bir test değildir ve zaten farklı amaçla da olsa bütün dünyada uzun süredir yapılmaktadır. Zira bu telomerlerin pek çok görevi vardır ve çoğalma azalma gibi normal dışı hareketler anomali nedeni olarak kabul edilmektedir. Örneğin subtelomerik delesyonların mental retardasyonla olan ilişkisi çok uzun süredir bilinmektedir ve FISH yöntemi ile Türkiye’de de uzun süredir başarıyla uygulanmaktadır. Keza telomer krizi denen olgu ile meme kanseri arasındaki ilişki de iyi bilinen hususlardan bir başkasıdır. Benim tek dileğim, ilgili firmaların insanlarımızı kandırmaması ve yanlış yapan olursa da yetkililerin gerekli işlemi yapmasıdır.
Yeni bir konuda buluşuncaya kadar esen kalın, sağlıklı kalın.