Yaşlılık Haftası nedeniyle Dünyü Yaşlanma Konseyi (DUNYAK) ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü iş birliği ile 22 Mart’da düzenlenen” Yaşlılığa Küresel ve Kültürel Bakış” adlı uluslararası sempozyuma katıldım. Türkiye’den Yalova Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi ve Darülaceze kurumunun, yurt dışından ise Kuzey Teksas Üniversitesi, İsveç Lund Üniversitesi, Finlandiya Jyvaskyla Üniversitesinin katkıları ile düzenlenen bu Sempozyum’da Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Orta Doğu ve Uzak Doğu’nun yaşlılığa bakışı ele alındı.
Açılış konuşmasında İsveç Lund Üniversitesi Sağlık Bilimleri Bölümünden Prof. Dr. Torbjörn Svensson; ileri yaştaki erişkinler için sunulacak hizmetlerde yaşlıların da işin içine katılması gerektiğini, araştırma sonuçlarına göre en iyi uygulamaların ve yenilikçi çözümlerin tatbik edilmesi gerektiğini ifade ederek, yaşlılık hizmetlerinde Iskandinav ülkelerinin uyguladığı modeli önerdi.
Kuzey Teksas Üniversitesinde Uygulamalı Gerontoloji Bölümünde doktora eğitimini sürdüren Şerif Esendemir’in sayesinde bu üniversiteden katılım oldukça fazla idi. Şerif Esendemir’in hocası ve Teksas Üniversitesi Uygulamalı Gerontoloji Doktora Programı Direktörü Sayın Prof. Dr. Stanley R. Ingman, sempozyum komitesi üyesi olarak yaptığı konuşmada; gelişen toplumlarda yaşlanmanın geleceği için sosyal güvenlik sisteminin ve yaşlılar için sağlık hizmetlerinin günün koşullarına uygun hale getirilmesi, geriatri ve gerontoloji eğitiminin yükseköğrenim kurumlarında tüm meslek dalları için olması gibi hususlarda sosyal politikaların ve eğitim politikalarının oluşturulması gerekliliği üzerinde durdu.
Şerif Esendemir, Türkiye’de yaşlı bakımının kurumsallaşması ve Darülaceze örneği üzerine bir konuşma yaptı. Kırsaldan kentsele, geniş aileden çekirdek aileye dönüşümlerde en fazla etkilenen grubun yaşlılar olduğunu; yaşlıya yönelik sosyokültürel tutumların doğudan batıya değiştiğini; doğuda çocuğun yaşlının güvencesi olduğunu; geleneksel toplumların içinde Osmanlı’nın yaşlıların sorunlarına çare üreten, yaşlısına, büyüğüne saygı ve sevgiyle bakan örnek bir toplum olduğunu; 19. yüzyılda yoksulluk, göçler ve politik değişimlerle Darülaceze’nin, Sultan Abdülhamit Han’ın direktifleri ile kurulduğunu ve bu girişimle de siyasilerin topluma el uzatmış ve Osmanlı’da yaşlı bakımının kurumsallaşmış olduğunu ifade etti.
DUNYAK Başkanı, Gerontolog Prof. Dr. Kemal Aydın, Sempozyum’un 2. oturumuna başkanlık etti. Oturumu açarken DUNYAK hakkında bilgiler verdi. 2005 yılında uluslararası platformda düzenlenen Bakım Kongresi’nde Dünya Sağlık Örgütü, Uluslararası Gerontoloji Birliği ve uluslararası katılımcıların ortak aldıkları karar ile “Türkiye’yi yaşlanma konusunun tüm aşamalarında, uluslararası toplumun lideri yapma” çağrısının onaylandığını, deklarasyonun hayata geçirilmesine yönelik izlenilen strateji gereği, 2009 yılında da DUNYAK’ın kurulduğunu ifade etti. DUNYAK’ın Türkiye’yi Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde yaşlanmanın her aşamasında küresel lider bir ülke yapmak vizyonu ve misyonu ile gerçekleştirdiği bilimsel toplantılarından birinin de bu sempozyum olduğunu ifade ederek Mart 2011-Mart 2012 arasını yaşlılık yılı ilan ettiklerini ve bu yılda yaşlılık için “Global Farkındalık” etkinliklerini düzenleyeceklerini duyurdu.
ABD’den katılan bir rahibe de yaşlılık ve ölüm üzerine suskunluğu kırmak, ölümü kabullenmek, ona hazırlanmak ve ölümü konuşabilmek üzerine yaptıkları çalışmalardan söz ederek, bu sancılı süreçte en iyi ilacın sevgi olduğunu ifade etti.
İran’dan katılan Janbazan Savaş Mağdurları Araştırma Bölüm Başkanı Dr. Reza Amini, görme engelli yaşlı savaş mağdurlarının günlük yaşamlarını kolaylaştırıcı ve yaşam kalitelerini arttırıcı tıp ve mühendislik çalışmalarından söz etti.
ABD’den katılan Dr. Iftekhar Amin ise emeklilerde göç kavramı üzerinde durdu. Dr. Amin, geçmişte emeklilerde göç eğiliminin kendi memleketlerine dönüş yönünde olduğunu, bugün ise uluslararası seyahat ve haberleşme olanaklarının gelişmesi, daha doğal ve daha ucuz yaşama isteklerinin artması ve sağlık turizmindeki gelişmelerle emeklilerin ülke sınırlarının ötesindeki yerlere göç etmeye başladıklarını ifade etti. ABD’li emeklilerin son yıllarda yoğun bir şekilde Latin Amerika ülkelerine akın etmeye başladıklarını ifade etti. Emekli göçlerindeki bu değişimlere bakarak ülkelerin sosyal güvenlik ve sağlık hizmetlerinde transkültürel yaklaşıma önem vermeleri gerektiği üzerinde durdu.
Kittiwan Junrith ise sunumunda Taylan’daki yaşlanan toplum için eğilimler ve zorluklardan söz ederek Thai kültüründe nesiller arası ilişkiler, aile desteği ve yaşlılığın ana, baba ve çocuklar için çok önemli konular olduğunu ifade etti. Taylan nüfusunun hızla yaşlandığını, koroner kalp hastalıklarının, inme ve kanserin en fazla görülen kronik hastalıklar olduğunu ve bakımın önemli bir sorun olduğunu ifade etti.
Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Rıza Abay, yaşlılara yönelik kamusal sosyal yardımlar ve sosyal hizmetlerden söz ederek, kültürel bakımın ve gönüllü çalışmaların önemini vurguladı.
Erika Symonette, doğal afetlerin yaşlılar üzerindeki etkilerinden söz ederek afete hazırlık, yaşa uygun tahliye ve bakıma yönelik bilgiler verdi.
İnshirah Nabhan ise Filistin’de yaşlıların konut gereksinimleri ve bu konutların yaşlının kullanımına uygunluğu üzerine konuştu.
Finlandiya Jyvaskyla Üniversitesinden katılan Charles Ewing, yaşlı bakımında Nordik modelinden söz etti. Danimarka, İsveç, Norveç ve Finlandiya gibi ülkelerin kullandığı bu modelde sağlık ve sosyal güvencenin herkesi kapsadığını ifade etti. Hükümetin bütün vatandaşların ev sahibi olması ve yeterli gıda alabilmesini sağlama gibi anayasal bir sorumluluğu olduğundan da söz etti.
Uluslararası ve sosyal gerontolog ağırlıklı bu Sempozyum’da DUNYAK, Darülaceze ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Merkezi’nden konu ile ilgili katılımcıların dışında Türkiye’deki geriatri, geropsikiyatri ve yaşlılıkla ilgili vakıflardan, derneklerden, eğitim kurumlarından ve sivil toplum kuruluşlarından tek bir yetkili, uzman ve gönüllü yoktu. Ya duyuru iyi yapılamadı ya da taraflar arasında ön yargılı “yok sayma” tutumu var! Emeğe ve masrafa yazık! Oysa ki yarınlarımızı bugünden paylaşmayı öğrenmek zorundayız…