Tadı dimağımda kalan bir yılbaşı gecesinin hatırasını sizlerle paylaşarak başlamak istiyorum.
“Yeni bir yıl, dışarıda soğuk ve karanlık bir hava… Tek katlı bir evin oturma odasında ise akşam yemeği yenmiş, çıtır çıtır yanan sobanın üstünde fokurdayan çaydanlıkta çayın demlenmesi beklenirken, sıra tombala oynamaya gelmiştir… Sobaya yakın koltukta oturan ve kucağına koyduğu tombala fişini dikkatle takip eden ninelerine daha hızlı bakması için ve babalarına da tombala kesesinden yeni bir sayıyı daha çabuk çekmesi için kıkırdayarak seslenen çocukların seslerine, dedenin radyoya adeta kulağını yapıştırarak dinlediği teyyare piyangosu sonuçları karışıyor… Tabaklara konan, kuzineden henüz çıkmış, buğusu üstünde çörek ve böreklerin odaya yaydığı kokuya, sobanın yanına kıvrılıvermiş tekirin mırıltıları eşlik ediyor…”
Sanırım o günlerde sevgiyi sanal âlemde değil, gözbebeklerimizde yaşıyorduk.
Geleceğimiz olan geçmişimizde büyüğe ya da ataya saygı, ailelerin ve toplumların önem verdiği değerlerdir. Mimar Sinan’ın ustalık eseri Selimiye Camii’ni 86 yaşında tamamladığı, Galileo’nun ayın günlük-aylık görüntülerini 73 yaşında çizdiği ve Goethe’nin baş eseri Faust’u 82 yaşında tamamladığı gerçeğini hatırlayarak, ”Yaş yetmiş, iş bitmiş.” deyişini bir kenara bırakarak, biyolojik yıpranmayı yavaşlatma, işlevsellikte yetersizliği giderme, yaşlılığa rağmen aktif, üretken ve kaliteli yaşamı sağlama adına bilimsel yasal düzenlemeler hükümetlerin en önemli hedefleri arasında yer alır. Örneğin; “2020 yılına kadar ergen, yaşlı ve özürlülerin daha sağlıklı olmalarını ve toplum içinde daha aktif rol almalarını sağlamak ”Türkiye’nin ‘Herkese Sağlık’ hedeflerinden biridir.
2013 yılına “Merhaba” dediğimiz şu günlerde, 60 yaş ve üzeri vatandaşımızın yaşamını ve sağlığını ilgilendiren bazı düzenleme ve gelişmeleri hatırlatmakta yarar var.
2011 yılında kamu kurumlarının yeniden yapılandırılması sürecinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü oluşturularak, yaşlı hizmetlerinden sorumlu müstakil bir genel müdürlüğün kurulması ile birlikte bu alanda önemli bir gelişme sağlanmıştır.
Türkiye’de özellikle yalnız ve bakım gereksinimi içinde olan yaşlıların, yaşamlarını sürdürecekleri 24 bin 246 kişi kapasiteli 294 huzurevi vardır.
Temmuz 2008 tarihinde yürürlüğe giren Özel Huzurevleri ile Huzurevi Yaşlı Bakım Merkezleri Yönetmeliği ile getirilen düzenlemelerle, yaşlılara özel huzurevleri ya da yaşlı hizmet merkezleri bünyesindeki birimlerde gündüzlü bakım hizmetleri verilmektedir.
2012 yılında Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı 5 bin 881 kişi kapasiteli 85 rehabilitasyon merkezinde 4 bin 968 kişi bakım almıştır.
2022 sayılı Kanun kapsamında, 2011 yılında yaşlılık aylığı alan kişi sayısı (848.609 olup) artmıştır.
Engellilerin yanı sıra hareket becerileri kısmen kısıtlanan yaşlılar, hamileler, küçük çocuklar için fiziki çevrede erişim sorununu gidermeye yönelik 2005 yılında yürürlüğe giren 5378 sayılı Kanun ile kamuya açık bütün alanların, binaların ve toplu ulaşım araçlarının yedi yıl içinde engellilerin erişimine uygun hale getirilmesi çalışmaları, 7 Temmuz 2015’e kadar uzatılmıştır.
14/8/2010 tarihli ve 27672 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yükseköğretim Kurumları Özürlüler Danışma ve Koordinasyon Yönetmeliği’nin 11. maddesinin birinci fıkrası değiştirilmiş ve böylece yüksek öğretim kurumları ve gençlerimiz; yaşlı ve engellinin yaşam kalitesini arttırmaya yönelik daha fazla sosyal sorumluluk projeleri üretmeleri için yüreklendirilmişlerdir.
Bu yıla genç girenlerin, gelecek yeni yıllara mutlu ve gençlerinden umutlu yaşlılar olarak girmeleri dileği ile…