Sevgili okuyucularım!
Bu makalemde, beni ileri derecede rahatsız eden, ilgililerin ve yetkililerin uyarılmasının gerekliliğine inandığım ve sorumluluk duyduğum bir hususa temas etmek istiyorum. Aslında, birçok insanımızın, velimizin, öğretim üyemizin, idarecimizin ve yetkili makamlarda bulunan görevlimizin de, burada söz edeceğim konudan, dillendirmeseler de, yazmasalar da, çok şikâyetçi olduklarını biliyor ve hissediyorum.
Tıp fakülteleri, hekimlerin bütün olumsuzluk ve haksızlıklara maruz kalmalarına rağmen, yine de, yüksek puan alan öğrenciler tarafından ilk sıralarda tercih edilmektedir. Fakülteler arasında yatay geçişler, kanun ve yönetmelikler çerçevesinde yıllardan beri uygulanmaktadır.
Devlet üniversiteleri tıp fakültelerine kayıt için ÖSS puanı kâfi gelmeyen, zengin aile çocuğu bazı öğrenciler, nispeten daha az puanla da girilebilme imkânı olan bazı vakıf üniversiteleri tıp fakültelerine kayıt yaptırmakta, bir müddet orada eğitim gördükten sonra, fırsatını bularak, kanun ve yönetmeliklerden yararlanıp, herhangi bir devlet üniversitesi tıp fakültesine yatay geçiş için imkânları zorlamakta ve bunlardan da gerekli desteği temin edenler, bu transferi başarı (!) ile gerçekleştirmekte ve bunun da haklı gururunu (!) yaşamaktadırlar.
Bu durum her ne kadar kurallara uysa da, vicdanları rahatsız etmektedir. Zira 0.1 puanın bile ne kadar büyük bir öğrenci kitlesini etkilediği gerçeği dikkate alındığında, ideal ve hayallerini süsleyen tıp fakültesini çok arzu etmesine rağmen, belki de 0.01 puan farkla bu fırsatı kaçıran, maddi imkânsızlıklar içerisindeki binlerce insanın, gariban aile evladının hakları gasp edilmiş oluyor. Bu durumu, akl-ı selim sahibi kişilerin kabullenmesi ve makul karşılaması asla mümkün değildir.
Diğer yandan, yatay geçişle transfer olduğu tıp fakültesi için yeterli ÖSS puanına ve haklı gerekçelere sahip olan öğrencilerimiz için, hiç kimsenin söyleyeceği bir söz de bulunmamalıdır.
Hakları gasp edilen diğer öğrenciler adına, çok büyük bir zulüm olarak gördüğüm bu transfer (!) hadisesinde, haksız katkısı ve desteği olanların, er ya da geç, bu günahın altında ezilecekleri inancındayım.
Bakın Ziya Paşa, bu hususta ne diyor!
"Nik’ü bed herkes bulur âlemde elbet ettiğin
Kendi bulmazsâ, cezâ mîrâs olur evlâdına."