Yasalara, yönetmeliklere, kurallara uymamak ülkemizde alışkanlık hâline geldi. Nasılsa kimse sorgulamıyor ya da bir yaptırım uygulanmıyor!
Yer olmadığı için yatırılamayan hastalar acil servislerin önemli bir sorunu ve bu sorun giderek büyüyor. Nüfus artıyor, nüfus yaşlanıyor, yatak kapasitesi sınırlı, yoğun bakım yatak sayısı ihtiyacın çok altında, özel hastanelerde servis yatışları için hastanın ek ücret ödemesi gerekiyor.
Servisler ve yoğun bakımlar dolu denilerek hastalar acil servislerde bekletiliyor. Zaten olması beklenenin çok üstünde hastanın başvurduğu acil servislerde bir de bu hastaların tıbbi bakımının getirdiği iş yükü ortaya çıkıyor. Sedyeler doluyor, yeni hasta alacak yer kalmıyor, kapıda bekleyen hasta artıyor. Memnuniyetsizliğe ve şiddete de davetiye hazırlanmış oluyor. Üstüne üstlük, bu hastaların acil serviste kalışı hem acil hekimi hem yatışı gereken bölüm hekimi hem de hastane için malpraktis riskini de artırıyor; ama bunu dikkate alan şu an yok.
Hastaların başka kurumlara sevki de çok kolay olmuyor. Özellikle büyük illerde 112 komuta kontroldeki sevk birimleri ellerindeki yatış bekleyen hastalar listesi ile boğuşuyor.
Acil servisten yatış için sağlık mevzuatımızda çok açık hükümler var. Tümünde de hedef aynı: Acil serviste yatış bekleyen hastaya öncelik verilir.
Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği’nde “Acil vak’alarda aciliyetin devamı süresince ve yatak sınıf farkı dikkate alınmadan hasta boş yatağa yatırılır.” ibaresi açıktır.
Yataklı Sağlık Tesislerinde Acil Servis Hizmetlerinin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ’in 14 maddesi de önceliği açıkça vurgulamıştır: “Yatışına karar verilen klinikte boş yatak bulunmaması hâlinde boş yatak bulunan uygun kliniklerden birisine yatırılarak hastanın takibi, bakım ve tedavisi ilgili olduğu klinik tarafından yapılır. Acil serviste kliniklere yatış bekleyen acil hastalara yatış önceliği verilir.”
Ne yazık ki günlük pratik böyle yürümüyor. Acil serviste yatış bekleyen hastalar varken, başta üniversite hastaneleri olmak üzere tüm kamu kurumlarında servislere ve yoğun bakımlara hastalar yatırılıyor, çıkartılıyor. Daha da vahimi, elektif yatışların nedeni ne hastane idareleri ne de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sorgulanıyor. Acil serviste gastrointestinal kanamalı hasta beklerken, kabızlık etiyolojisi araştırmak için hasta yatırılabiliyor. Acil serviste miyokard infarktüslü hasta beklerken, elektif tetkiklerinin yapılması için hastalar yatırılıyor. Entübe ve yoğun bakım yatışı bekleyen hastalar varken, elektif operasyonlar için yoğun bakım yatakları ayrılıyor.
Ventilatöre bağlı olarak haftalarca acil servislerde tedavi edilen, servislere yatabilmek için günlerce acil servislerde bekleyen hastalar var bu ülkede. Bu süre zarfında yatak boşalmaması mümkün değil. Bırakın yatak açılmamasını, özellikle üniversite hastanelerinin yüzde 100 kapasite ile çalıştığını söylemek hiç inandırıcı değil.
Acil servislerin başvurularının azaltılması kadar acil servislerin drenajının da sağlanması gerekli. Mevzuatta belirtildiği üzere yatış önceliği acil servis hastalarında olmalı. Hastane yöneticileri mevzuatı uygulamada öncelikli sorumlulukları olduğunun farkında olmalı. Mevzuata aykırı tavırlar mutlaka soruşturulmalı ve gereği yapılmalı. Tüm yatış endikasyonları hem hastane yöneticileri hem de geri ödeme kurumu tarafından yakından takip edilmeli; gereksiz yatışlar ile servis yataklarının dolmasına izin verilmemeli. Kamu hastanelerinde yoğun bakım yataklarının sayısının artırılması için acil girişimde bulunulmalı.
Bunlar başarılamayacak icraatlar değil, yeter ki istensin!