Evet, evet yanlış okumadınız. Bir zamanlar SCI, SSCI, AHCI gibi indekslerde taranan dergilerde yayın yapan akademisyenlere TÜBİTAK, yayın teşvik ödülü altında para veriyordu. Bu indekslere giren dergilerin bazılarının yayın ücreti aldığı bilinir. Ülkemiz akademisyenlerinin de bu ücretleri yurt dışındaki meslektaşları gibi ödeyecek kudretleri olmadığı için, bu ödül bir bakıma TÜBİTAK desteğidir.
Ben de bir çok meslektaşım gibi bu ödüllerden birkaç kez yararlandım. Bu “ödül” altında verilen paye ve destek için; ciddi bir meziyetinizin olması ya da rekabetle öne geçmiş olmanız gerekmiyor. Kısaca TÜBİTAK’ın onay verdiği dergilerde yayın yaptığınızda ve bunu teşvik sayfasına ibraz ettiğinizde, birkaç ay sonra belirtiğiniz hesaba (yazar sayısına göre) az veya çok para yatardı.
Epey bir süre önce, biraz üşenme ve biraz da zül gelmiş olacak ki bu imkanı takip etmeyi bırakmıştım. Bu uygulamanın devam edip etmediğini de bilmiyorum açıkçası. O kadar üşeniyorum ki, arama motorlarına yazıp araştırmaya bile elim gitmiyor.
Gelelim bu kısa yazının asıl konusuna. Sadece yayın yapma ya da yayında adı geçme yoluyla elde edilen ve bana göre “ödül” adında rutin bir para desteği niteliğindeki bir uygulamayı, bazı akademisyenlerin CV (özgeçmiş)’lerine yazması; bana komik ve egosal bir durum gibi geliyor. Tanıdığım insanlar arasında bunu bilerek/bilmeyerek yapanlar varsa, darılıp kırılmasınlar lütfen. Ne düşündüğümü bilsinler isterim.
Bu düşünceme katılan olur ya da olmaz. Sadece şahsi fikrim olmakla birlikte, bu şekildeki CV’lere karşı, olmaması gereken bir ön yargıya sahibim. Bu durumun insanları yanılttığını (aldattığını) ve gereksiz bir böbürlenmeden öteye geçmediğini düşünmekteyim. Düşüncelerime katılan ya da katılmayan herkese de, ziyade sözüm olmaz.
Kabullenen herkese mütevazi günler dilerim.