Medimagazin gazetenizin birinci sayfasında verilen haberin başlığı şöyle: Sözleşmeli tutmadı rotasyon başladı’. Haberin devamında, Hekimler sözleşmeli personel uygulamasına fazla ilgi göstermeyince, Sağlık bakanlığı Doğu ve Güneydoğu’daki uzman hekim sıkıntısını çözmek için farklı alternatifler aramaya başladı’.
Haberin içeriğinden öğrendiğimize göre, Sağlık Bakanlığı, şimdiye kadar iki defa atama gerçekleştirmiş. İlkinde açılan 940 kadroya 177, ikincisinde açılan 816 kadroya 51 uzman hekim atanabilmiş. Bakanlığın istediği 1756 sözleşmeli kadrosuyla Doğu ve Güneydoğu’ya toplamda, 228 uzman hekim gönderilebilmiş. Yapılmak istenilenin, ancak % 13’ü gerçekleştirilebilmiş.
Şimdi eskiden uygulanan, Geçici görevlendirme ve rotasyon’ sistemine yeniden dönülecekmiş.
İşin doğrusu, Sağlık Bakanlığımızın sözleşmeli personel uygulaması fos çıkmıştır. Buna açıkça, fiyasko denilmezde ne denilir?
Doğuya gitmek istemeyenler için pek çok alternatif var:
* Gerekli torpil bulunup, istediği yere tayin olmak,
* Evlenip eş durumundan tayin yaptırmak,
* SSK kadrolarına başvurmak,
* Tıp fakültesi akademik kadrolarına geçmek,
* Özel hastanelerde çalışmak,
* Son zamanlarda sayıları pıtrak gibi giderek artan özel sağlık merkezlerinde çalışmak,
* Kendi tıp merkezi veya özel muayenehanesini açmak.
Askeri personel, hakimler, kaymakamlar rahatlıkla istenilen yere gidiyorlar da hekimler neden gönderilemiyorlar? Askeri hastanelerde hiçbir yerde hekim açığı bulunmuyor da, Sağlık Bakanlığı’nda neden böyle oluyor? Silahlı Kuvvetler, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nde, hatta noterlikte bile belirli kurallar konulmuş durumda, merak edilip incelendi mi? Onlar nasıl başarıyorlar acaba diye bakıldı mı? Öncelikle bu soruların cevabını vermek lazım.
Bir kere, sağlıkta çok başlılık devam ediyor. Sağlık Bakanlığı, SSK ve tıp fakülteleri, hep ayrı telden çalıyorlar. Aralarında hiçbir koordinasyon yok. İstenildiğinde partizan anlayışlarla, kadrolar kolayca açılıyor, ya da kadro kaydırmaları yapılıyor.
Sağlık Bakanlığı, SSK ve üniversitelerde, 365 gün tayin işleri devam ediyor. Adamını bulan, istediği yere tayin oluyor.
Devletin elinde, Sağlık Bakanlığı, SSK ve tıp fakülteleri hastaneleri gibi, köklü ve tam teşekküllü tesisleri bulunmasına rağmen, özel kurumlara hasta ve dolayısıyla para pompalanmasına devam ediliyor.
Parası olan, istediği yerde hastane, sağlık merkezi kurabiliyor, eczane, muayenehane açabiliyor. Bu konuda devletin belirli bir kuralı bile yok. Bir zamanlar Tomografi , MRI merkezleri moda idi. Şimdilerde ortalık tüp bebek, güzellik ve epilasyon merkezinden geçilmiyor. Yakında sıra PET merkezlerine geliyor.
İşin doğrusu, devletin ciddi bir sağlık politikası uygulaması yok. Fiilen Sağlık Bakanlığı ve SSK olmak üzere, iki sağlık bakanlığımız var gibi. Her şeyi yapalım görelim’ daha doğrusu yaz boz tahtası’ sistemiyle yapılıyor. Bu işler dün de böyleydi, bugün de aynen devam ediyor.
Koalisyon hükümetlerinde bakanlıklar değişik partilerde olduğundan, sorunlara köklü çözümler bulunamıyordu. Şimdi ise tek parti iktidarda, hala ortada köklü çözümler yok.
Hükümetimizin, özellikle de Sağlık Bakanımızın, göreve başlarken belirli bir sağlık projesi vardı da, o mu fos çıktı, ya da belirli bir master proje yok da, işler yine bildiğimiz gibi oluruna mı bırakılmış, onu bilemiyoruz.
Bildiğimiz tek bir şey var. O da Sayın Bakanımızın göreve geldiğinden beri sağlık alanında olumlu sayılabilecek bir şey üretemediği, sadece içinden yetiştiği meslektaşları ile habire kavga ettiği.
Saygılarımla.