Bir toplumun ilerlemesi ve refah düzeyinin yükselip insanlarının mutlu olması için aklın ve bilim yolunun iyi bir şekilde kullanılması gerekir.
Atatürk benim manevi mirasım bilim ve akıldır demekle aklı ve bilimi ön plana almaktadır.
Bilim ve aklın iyi bir şekilde kullanılması yetişmiş akademisyenler sayesinde olabilir. Eğitimde, sağlıkta, hukukta, teknolojide, siyasette; hayatın tüm sahasında akademik akıl ön plana çıkmalı ve yol gösterici olmalıdır. Bunu yaparken toplumun huzurunu, birliğini, dirliğini bozmamalıdır. Ülkenin menfaatlerini de düşünürken dik durmalı ve doğruya doğru yanlışa yanlış demelidir.
Akademik akıl bazen dünyadaki kültür hareketlerinden; siyasal ve dini akımlardan toplum bireyleri olarak etkilenebilirler. İyi yetişmiş akademisyenler dünyadaki iyi gelişmeleri kendi toplumlarına uyarlayıp ona göre yönlendirebilir. Kötü gelişmeleri de Akademik akıl güçlünün yanında değil doğrunun yanında olmalıdır ve de yöneticilere yol göstermelidir. Hakikat karşısında susmamalıdır. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın felsefesinde olmamalıdır. Doğru olanı söylemeli ve savunmalıdır. Bunun için de yönetici kesim ben seni buraya getirdim benim dediğimi yapacaksın dememelidir. Bu olduğunda o zaman akıl ve bilim; siyasetin ve gücün esiri olur. Yönetici kadrolar ilim ve aklın yolunda, ehil ve liyakatlı atamalar yapmalıdırlar. Bu tür uygulamalarda olmayan toplumlarda belli bir zaman sonra demokrasiden, teknolojiye, adaletten sağlığa aklınıza ne geliyorsa yeni gelişmeler olmaz ve toplum geri kalır.
Akademik akıl bilgiyi tercüme etmemeli, bilim üretmelidir. Üretilen bilim toplumun hizmetine sunulmalıdır.
Tarihte; bilim insanlarına önem vermeyen milletler zamanla geri kalmış ve büyük bir kısmı da bağımsızlığını kaybetmiştir.
Siyasi partiler de bilim insanlarının bulunduğu alanda siyasi görüşlerine göre değil uzman oldukları sahalarda onlardan faydalanmalıdır.
Hazreti Ali’nin sözü: bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum. Akademisyen köle olmamalı ama eğitim veren kurum ve kuruluşlara saygı gösterip onların iyi yönde gelişmesi için çaba sarf etmelidir. Temel eğitime önem vermelidir. Bir ülkenin geleceği iyi eğitim ve öğretim almış yeni nesil gençlere bağlı olacaktır. Temel eğitimde sık sık yapılan değişikliklerde akademisyenler yeterince çaba gösterememiş veya söylemleri dikkate alınmamış ve kısa süreli günlük siyasi politikalar ön plana çıkmıştır.
İnanıyorum ki gelecekte akademik aklın fikri hür, vicdanı hür, Türk milletini gelişmiş milletler seviyesine yükseltecek yeni nesil gençlerin yetişmesinde büyük etkisi olacaktır.
Yeni yıl hepimize hayırlı ve uğurlu olsun.