Yazıların Okunma ve Yıl Sonu Muhasebeleri

Yılın son günlerini yaşıyoruz. İşletme, fabrika, şirket ve diğer ticari kuruluşlarda, aralık sonuna doğru tüm defterler kapatılıp, harıl harıl, bilanço, kar-zarar hesapları ve o yıl yapılan çalışmaların muhasebesi yapılıyor. Şirket, karda mı, yoksa zararda mıdır, hangi aylar çok verimli geçmiştir, hangi aylarda düşüklük yaşanmıştır vb. Hepsinin istatistiği çıkartılıyor.

Ben de kendi adıma, şimdiye kadar yazdıklarımın, yıl sonu muhasebe ve istatistiğini çıkarayım dedim. Kurulduğu günden itibaren, bu yazının yazıldığı tarihe kadar, ‘Akademik akıl ’da toplam olarak 108 yazım yayınlandı. Yazılarımdan, denetime takılan olmadı, hiçbirine sansür uygulanmamış. Bu nedenle, ‘Akademik akıl’ı, ‘serbest kürsü’ gibi görmek lazım. Böyle oluşunu seviyorum. Her yazının başında, o ana kadarki okuyucu sayısını da veriyorlar. Yazılarımı, alt alta topladığımda, toplam okuyucu sayısı : 150.031 kişi olmuş. Yazılarımı ortalama, 1.390 kişi okumuş.

Akademik akıl’ da, 14.12.2022 ye kadar toplam, 1.848 yazı çıkmış, %5.85 i benim yazılarımdan oluşuyor. Sitede, on beş-yirmi bin okuyucuya ulaşan yazıların olduğunu da biliyorum. Son beş yazım, 201-340 aralığında okunmuş! Şimdiye kadar, dört yüzün altında okunan yazım hiç olmamıştı. Bu veriler, benim içinde sürpriz oldu. İlk değerlendirmelerime göre, son zamanlarda çıkan çoğu yazının, eski yazılara göre daha az okunduğu görülüyor. Son bir aylık periyotta Akademik akıl ’da yayınlanan toplam on üç yazının ortalama okunmaları,  1387/13 = 106 kişi olmuş!) Kayda geçtiğim son yazım: ‘Ülkemiz için hangisi daha iyi, pahalı olan yerli mi, ucuz olan ithal malı mı?’ 16 Aralık. 2022 de yayınlandı, o daha çok yeni. Diğerlerinin dökümü ise aşağıda.

Okuyucu sayısı   Yazı sayısı

277- 499                  6

500-999                  38

1000-1499              34

1500-1999              18

2000- 2999               5

3000 ve üzeri :         6

Toplam :                107

Üç binin üzerinde okunan yazılarım:

Mimoza çiçeği (5.3.2021), 4.832 okunma.

Z kuşağının cevabı (23.3.2021), 3.770 okunma.

Gel seninle bir bardak çay içelim (4.4.2021), 5.542 okunma.

Yabancılara satılan şirketlerimiz (5.5.2022), 3.712 okunma. 

Kırmızı ibikli küçük tavuk (22.6.2021), 6.109 okunma.

Berlin’de hakimler var ( 25.10.2021),  8.690 okunma.  

Daima, kendime soruyor ve sorguluyorum: Çok iddialı mıyım? Cevabım, ilk yazımdan itibaren çoğu kez ‘hayır’ olmuştur. Tarafsız mıyım, ona da ‘hayır’. Tam tersine tarafımdır. Bu taraf, başından beri, ülkemden yana olan duruşumdur. Zaman zaman, kişi ve kurumlarla  ilgili olumsuzlukları dile getirsem de, ülkemiz aleyhine, asla tek bir sözcük bile yazmam, yazamam.  Yazılarımda, ben şuyum, şunları şunları  yaptım diye, kimseye hava atmadığım gibi, kendimi de gereksiz yere, göklere çıkarmam.

Ziya Paşa, bir beyitinde:  “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/ Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde” diyerek ne de güzel söylemiştir.

Hata, eksiklik ve gördüğüm yanlışlıkları, dilimin döndüğünce yazar ve yapıcı bir dille eleştiririm, hepsi bu. Neysem oyum işte. Aslında bulunduğumuz yeri ve konumumuzu, bir yerde okuyucular olarak, siz belirliyorsunuz. Medimagazin’den itibaren, yirmi iki yıldır durmadan yazıyorum. İşlediğim konular ve yazdıklarım, daha çok, sağlık, eğitim ve toplumda gördüklerim, olması ve olmaması gerekenlerdir. Duyarlı ve araştırmacı gazetecilik adına asıl amacım, toplumun okuyan kesiminin, belli konularda dikkatini çekmektir.

Yazılıp çizilenler, çiftçilerin pazara getirdiği taptaze ürünlere benzerler. Beğenen alır, beğenmeyen bakıp geçer. Eleştiri ve yorumlarınıza daima açığım. Yazdıklarımızı herkesin beğenmesini beklemek, bir yerde safdillik olur. Okuyanların çoğunluğu beğeniyorsa, ne ala. Siz okudukça, elim tuttukça ve gözüm gördükçe, yazmaya devam edeceğim. Yazılarımı okuyan, yorum ve eleştirilerini yazan arkadaşlarım, dostlarım, iyi ki varsınız.