İnsan Haklarının Evrenselliği
İnsanın Doğuşu:
İnsan yeryüzüne kendi arzu, istek, iradesiyle gelmez ve kendi istek, arzu ve iradesiyle de gitmez.
İnsan, yaratıcı bir iradenin sınırlı bir mekanda, yerel iradesini kullanması amacıyla görevlendirilen, düşünen akıl sahibi bir varlıktır.
İnsan özgürce görevli olduğu alanı değerlendirir ve sürecin sonunda varlığı sahibine teslim eder. Bu yerel yetkisini kullanırken, emanet, ehliyet adalet ilkelerine uyar.
İnsanlar özgürlük, şereflilik ve doğal haklar bakımından eşittir.
İnsanlar bu eşitlik, şereflilik ve doğal haklara sahip olma bakımından kardeşlik, dostluk, velilik tutum ve davranışları ölçülerine göre yaşarlar.
İnsan, yaradılış özellikleri nedeniyle insan türü (ırkı)’dür.
Diğer yaratılan tüm türler, insanın kendine hizmette bir şekilde destek olduklarından hepsine saygılı olmak durumundadır.
İnsanın çevresi olmazsa kendisinin de olamayacağını bilen bir varlıktır; dolayısıyla çevresine saygı göstermesi ve koruması doğal bir sorumluluktur.
İnsanlar çevreyle ilişkilerde, yetki ve sorumluluk bilincinde olarak yaşamlarını sürdürmeleri evrensel bir ilke gereğidir.
Irk, bir çevre sorumluluğudur.
Renk, bir çevre sorumluluğudur.
Cinsiyet bir çevre sorumluluğudur.
Dil bir çevre sorumluluğudur.
Din bir çevre sorumluluğudur.
Siyasal görüş bir çevre sorumluluğudur.
Toplum bir çevre sorumluluğudur.
Kültür bir çevre sorumluluğudur.
Mülkiyet bir çevre sorumluluğudur.
Doğal olan, bu çevre sorumluluklarını bilerek, saygı göstermektir.
Yaratılmış (varolan) evrensel çevrenin alanı kapsamında, alan, toplum, kültür, sanat ve bilim kurumlarına karşı tutum, davranış ve saygı, insanın eşit olarak yaklaşacağı değerler olmaları da doğaldır.
İnsanın kullanma, imar etme, geliştirme, değiştirme ve dönüştürme iradesini kullandığı yeryüzünün ve çevrenin, yaşamasını ve güvenliğini koruması ve devam ettirmesi ne kadar doğal ise, kendisinin de yaşama ve güvenliği hakkının korunması ve devamının sağlanması o kadar hakkıdır.
İnsanın özgür olabilmesi ancak ve sadece yaratıcıya bağımlı olma felsefesiyle mümkün olur. Gerçek özgürlük Allah’a bağımlı olma özgürlüğüdür.
Yaratıcıya bağımlı olan insanlar ancak birbirine bağlı olabilirler ve insanlar birbirine bağlıdır ancak bağımlı değildir.
Bağımsız düşüncenin olduğu yerde bağımlılık olmaz.
Düşünen akıl sahibi her insan bağımsız, bilimsel ve evrensel düşünüyor demektir.