Sadece Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinden, biri Başbakan Yardımcısı olmak üzere, üç bakan var kabinede. Fakültedeki öğrencilikleri itibari ile, kıdem sırasına göre, Dr. Ahmed Eşref Fakıbaba, Dr. Ahmed Demircan ve Dr. Receb Akdağ. Her üç bakan arkadaşımızı da tebrik ediyorum.
Daha önce yine bu köşede, "Atatürk Üniversitesi Rektörlük Fakültesi" isimli bir makale (http://www.medimagazin.com.tr/authors/ismail-hakki-aydIn/tr-ataturk-universitesi-rektorluk-fakultesi-72-87-3659.html) yazmış ve son yayımlanan kitabım "Ah Bu Hastalar!"a ilave etmiştim!
"Atatürk Üniversitesi Bakanlık Fakültesi" isimli bir makale yazmam lüzumu hasıl oldu mu acaba, diye düşünüyordum ki, şimdilik bu fikrimi erteleyerek, mesleki problemler sebebi ile, bu makaleyi münhasıran hem Sevgili Kardeşim Dr. Ahmed Demircan’ı Sağlık Bakanlığına atanması sebebi ile tebrik, hem de mesleğimiz ve uygulaması ile ilgili bazı tesbitlerimi dile getirmek için kaleme alıyorum.
Bir vesile ile, Doğu Anadoluda bir kaç günlük bir seyahat gerçekleştirdim.
İntibalarımı da bu sebeple, özetlemek gerekirse;
1.Daha önce de sosyal medya aracılığı ile, ifade ettiğim gibi, “20-30 yıl evvel Doğu Anadoludan ameliyat ettiğim hastalarım, bunca yıldan sonra, beni bayram havasında ağırlıyorlar. Duyan duymayanı haberdar ediyor. Ne onlar ne de ben, gözlerimize inanamıyoruz.! Tarifsiz bir gurur…
İyi ki, bir vesile ile de olsa, gelmişim buralara.
Lâkin, baraka hastaneler(!), memurlaştırılan hekimler, parçalanan aileler, istifa eden eşler, umutsuz gözlerle gün sayan doktorlar yürek yakıyor, Vicdan sızlatıyor! Bîçârelerin bedduaları, âsumânı inletiyor…!!!”.
Bu duygularım katlanarak artmıştır.
2.Hekimlerin çoğu, terör, güvenlik, aile parçalanması, eş durumu uygulanmaması, teknik donanım eksikliği, hasta yükü, gereksiz hasta yığılımı, organizasyon bozukluğu, itibarsızlaştırma düzenlemeleri, devamlı icab nöbetleri, bayram ve tatillerden yararlanamama, resmi yıllık izinlerininin mecburi süreden sayılmaması, performansdaki adaletsizlikler, aksaklıklar ve su-i istiğmaller, kraldan fazla kralcılar, gerçeklerin yansıtılamaması, iletişim eksikliği, teknik cihazların rantabl faaliyet gösterememesi, bazen hasta ve yakınlarınca hekimlerin kapıkulu gibi görülmesi ve ona göre işlem yaptırılmak istenmesi, mecburi hizmetin ifa edilmiş olmasına rağmen tayin yaptıramama, gibi sebeplerle memnuniyetsizlik ve şikayetler diz boyu.
3.Devlet Doğuya çok büyük yatırımlar yapmış. Bu açıdan bakılınca, en mahrum bırakılan bölge, Karadeniz Bölgesi gibi görünüyor.
4.Baraka hastaneler var, fakat yeni devasa hastanelerin yapımı hızla devam ediyor.
5.Bazı yerleşim yerlerinde, tarih boyunca görmedikleri ve göremeyecekleri kadar, doktor ve sağlık personeli, her şeye rağmen çalışıyor.
6.Su-i istiğmaller hususunda halktan çok şikayet var.
7.Yerel yöneticiler ile ilgili şayia çok. Dillendirilemeyenler ise, dudak uçuklatan cinsten.
8.Bazı yerlerde, Devlete, Millete, Bayrağa, Birlik ve Beraberliğimize düşmanlık, nankörlük ve ihanet had safhada.
9.Gizli terörist ve hain, tahminlerin çok ötesinde.
10.İhanet, organlara ve hücrelere öyle metastaz yapmış ki, Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) bunun için nasıl bir sınıflandırma yapacak, merak ediyorum.
Çözüm:
"Merhamet etmeyene, merhamet edilmez!"
Yeni Kabineyi ve Sayın Bakanları tekrar tebrikle, başarılı hizmetlere vesile olmalarını temenni ediyorum.
"Nefes"den bir rubâimizle bitirelim.
“BEN” İ SARAN KEFEN
Bu gün “Hiç”liğe inat, “Hiç”lik cezb eder beni,
Her seher ikliminde, hissederim cezbeni.
Ömrüm boynunu eğmiş sırılsıklam gölgene,
Aşkınla tütsüledi, “BEN” i saran kefeni.