Yeni Nesil İmam Hatip Liseleri ve Eğitimde Eşitlik

Bilginin tarihsel ve epistemolojik tanımlamalarının ne olduğu üzerine eğitimde ve felsefede çok çeşitli görüşler bulunmaktadır. İnsan, eşrefi mahluk olarak tanımlanmış, evreni ve içinde bulunduğu dünyayı anlamada sürekli bir kavram geliştirmeyi sürdürmüş ve halen sürdürmektedir. Çünkü, akıl ile donatılan insan elde ettiği bilgilerle bugünkü teknolojik ilerlemelere ulaşmış, atomaltı parçacıklardan galaksilere uzanan evreni araştırmaya devam etmektedir. Bu kapsamda, Teknik bilgi ve dini bilgi ihtiyacı üzerinden hem madde hemde manevi dengesini sürdürebilir zeminde kendine ufuk açmaya çalışmaktadır. Son 100 yıl içinde ulus devletlerin gereksinimi olan eğitim doktrinleri tanımlanmış ve bununla ilgili yapısal reformlar sağlanarak yukarda verilen sürdürülebilirlik geliştirilmeye çalışılmıştır. Tarihsel süreç içinde Büyük İskender’in desteği ile Aristo tarafından kurulan “Lise” eğitim kurumları bir eğitim-öğretim modeli olarak esas alınmıştır. Burada konuya ilgisini kurmak için “Yeni Nesil İmam-Hatip Liseleri” fikrinin maddi ve manevi terakkiye yansımalarının ipuçlarını paylaşmaya ihtiyaç duyulmuştur. Halen, son 20 yıldır “Eğitim-Öğretim modeli” olarak, “4+4+4 modeli” hayata geçirilmiş, Fen Liseleri, Anadolu Liseleri, Teknik Liseler, Sağlık Liseleri, Tarım Meslek Liseleri, vb. kurumlarla bunun üzerinden uygulamalar devam etmektedir.

Eğitimin teknoloji tarafı her zaman gelişmeye ve yeni cihazlara açık alan olarak kendini göstermektedir. Bununla birlikte, Orta Asya bozkırlarından Anadolu’ya ve Avrupa’ya kadar geniş bir hakimiyet kuran kadim kültürün manevi tarafının her nasılsa aynı eşitlikte geliştirilmeye fırsat bulamamış olmasından; ilmi, fenni ve kültürel terakki açısından diğer ulusların ivmesinin önüne geçilme imkanı tabana yansımamıştır. Gelişen teknoloji esaslı cihazlar ve robotlar yeni keşifler yapamayacağından yine bu görev insana düşmektedir, dolayısıyla insanın donanımlı olması amacıyla bireyin sistematik eğitimde eşitlik hakkının sağlanması elzem görülmektedir.

Bunlardan birinci öneri olarak, Yeni Nesil İmam-Hatip Liseleri’nden mezun olacak öğrencileri, gelecek yetkinlik analizleri kapsamında, “İlahiyat Fakülteleri ve Diyanet kurumunda dini görev” alan esaslı eğitimi alacak öğrencilere yönelik “Lise kısmının yine 4 yıl süreli olması” hem bilgi hemde olgunlaşma açısından gerekli görülmektedir.

İkinci öneri olarak, Yeni Nesil İmam-Hatip Liseleri’nden mezun olacak öğrencileri hem sosyal (Tarih, hukuk, İktisat vb., Sağlık (Tıp, Eczacılık, vb.) hemde fen bilimleri (Fizik, Kimya, Mühendislik vb.) alanlarında eğitim-öğretim görmeleri için “Lise kısmının 3 yıl süreli” olmasının bilime dayalı teknoloji ve felsefi düşüncenin sağlam zemin bulması açısından gerekli görülmektedir.

Üçüncü öneri, Yeni Nesil İmam-Hatip Liseleri’nden mezun olacak öğrencileri Teknik Meslek alanlarında eğitim-öğretim görmeleri üzerinde meslek edinmelerinde öncelikli hale getirilmesine yönelik olarak “Lise kısmının 2 yıl süreli” tanımlanması, hem insan kaynakları hemde işgücü verimliliği açısından gerekli görülmektedir.

Kısaca, tarihsel gelişmeler neticesinde ilmi terakki ve teknoloji üretimi büyük mücadeleler sonunda ortaya çıkmıştır. İlmin ve kültürel gelişmelerin eğitimde eşitlik uygulamalarına bağlı olarak cemiyet bünyesinde derin yankılar ve izler bıraktığı halen müşahede edilmektedir. Sonuç olarak, yukarda verilen sınıflandırmalar diğer örgün eğitimlerin verimliliği açısından değerlendirilerek genişletilebilir. Gelecek nesillerimizin omuzlarında atalarından miras kalan kadim dava kültürünün var olduğu düşüncesinin hissedilmesi amacıyla karışılacakları zorlukların ve yeniliklerin çözümünde sahip olacakları köklü eğitim ve kültürel bilincinin oluşturulması nedeniyle yukardaki “Yeni Nesil İmam-Hatip Liseleri” modelinin ihtiyaç haline geldiği görülmektedir.