Pek çok çevrenin tepkisini çekmeye devam eden Yeni Türk Ceza Kanunu (YTCK), hekimler arasında da gerek üslubu, gerekse uygulamalara getirdiği sınırlılıklar nedeniyle, haklı yakınma ve tartışmaları başlatmıştır. Hekimlerin tepkileri, aynı zamanda hastalarla ilgili endişelerini ve yasanın, sağlık çalışanlarına getirdiği sakıncaları da kapsamaktadır.
Yasa bilindiği gibi, Devlet’in yasama gücü tarafından konulan ve uyulması zorunlu olan kuralları içerir. İnsanı ve toplumu korumayı amaçlayan bu öğelerin, insanın toplum içindeki davranış biçimini tanımlayıcı ve bağlayıcı işlevleri de vardır. Bu işlevleri nedeniyle yasanın herkes tarafından bilinmesi ve o doğrultuda hareket edilmesi zorunludur.
Yasanın, insan sağlığını güvence altına alması gereken bölümlerinde, amacı ve hasta hakları ile çelişen hükümler içerdiği görülmektedir. Ayrıca, sağlık çalışanlarına öngörülen yükümlülüklerin ve cezai müeyyidelerin mesleki eğitim sürecinde edindikleri davranışları, kendilerini riske atmamak amacıyla sergilemede çekimser bırakacağı varsayılmaktadır. Hasta için yaşamsal değeri olabilecek girişimleri engelleyebileceği düşünülen bu husus, aynı zamanda sağlık çalışanlarının haklarına karşı bir saldırı olarak da değerlendirilebilir.
Bugün konunun hekimler arasında tartışıldığı ve hasta ve çalışanlara getirdikleri üzerinde durulduğu dikkatleri çekmektedir. Ancak hastaların bakım ve tedavi gördükleri en uç nokta olan hastanelerde, hekim dışında kalan görevlileri bilgilendirme konusunda gerekenlerin yapılmadığı gözlemlenmektedir.
Oysa yasa, 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiğinden, çalışanlar kendilerini her an risk altına sokabilecek durumlarla karşı karşıyadırlar. Bu yüzden vakit kaybetmeden konunun her yönüyle ilgililerle tartışılması, koruyucu önlemlerin alınması zorunludur.
Bu önlemler şöyle özetlenebilir:
* İlgili hükümler ve çalışanların bunlar karşısındaki yükümlülükleri; hangi eylemlerin suç kapsamına gireceği ve bunlara ilişkin cezai müeyyidelerin neler olduğu; hangi konularda karar verme yetkisine sahip oldukları ve izleyecekleri yollara ilişkin bilgilerin, hekim, hemşire, diş hekimi, ebe, eczacı ve sağlık hizmeti veren diğer çalışanların da katıldığı toplantılarla tartışılması.
* Tüm çalışanların bilgi, beceri, tutum ve davranışlarının gözden geçirilmesi, eksikliklerinin tamamlanması ve yanlışlıklarının düzeltilmesi.
* Özellikle hekim ve hemşirelerin, hasta ile olan ilişkilerinin gözden geçirilmesi ve hasta ile etkili iletişim kurulmasına çaba harcanması.
* Söylemde varolan ancak örneği pek görülmeyen “Sağlık Ekibi” çalışmalarının başlatılması. Ekip ruhuyla üyeler arasında, güven ve dayanışma duygularını oluşturacak ilişkilerin kurulması.
* Ekibe, hasta ve ailesinin katılması. Kendilerine hastalık, olası komplikasyonlar ve yeni gelişmeler ile ilgili bilgilerin onların anlayacakları bir dille verilmesi ve anladıklarından emin olmak için soru sorulması.
* Hastanın çok yakından izlenerek meydana gelen değişikliklerin dikkatle yorumlanması ve gerekli durumlarda vakit kaybetmeden hastadan sorumlu hekime bilgi verilmesi.
* Yakın bir gözlemle hasta hoşnutsuzluklarının nedenlerinin izlenmesi, bunların giderilmesi için çaba harcanması. Bilgi eksiklilerinden kaynaklanan durumlarda hastaya gerekli açıklamalarda bulunularak onun rahatlatılması.
* Ekipte sözlü ve yazılı iletişime özen gösterilmesi. ‘Order’ların hekimler tarafından yazılı verilmesi ve yazılı olmayan ‘order’ların hemşireler tarafından kesinlikle alınmaması.
* Dokümantasyona önem verilmesi ve bu bilgilerin yasal süreler boyunca saklanması.
Söylenilenler, hastaya odaklanmış olan ekip çalışmasının temel kurallarıdır. Bunlara özen gösterildiğinde ve değer verildiğinde sorunların en aza indirgenebileceği ve kanun düzeltilinceye kadar vereceği zararlardan bir ölçüde korunulabileceği düşünülmektedir.