Eskiden her şey farklıydı diyoruz ya, aslında öyle değil. Aslında bizler farklıyız, bizim büyüklerimiz bizden farklıydı. Büyüklerimiz hayatın en zor dönemecinde bile kaza yapmadan gidebilmeyi beceriyordu. Büyüklerimiz en hüzünlü anlarda bile teselli etmeyi, teselli olmayı ve tebessüm edebilmeyi başarabiliyordu. Büyüklerimiz gençlere karşı çok sabırlıydı, en büyük hatalarında bile gençleri bağırlarına basabilecek kadar koca yürekliydiler. Büyüklerimiz birbirlerini sevmeseler bile saygıda kusur edilmemesi gerektiğinin bilincindeydiler.
Şimdi ne oldu? Bilgisayar çağı geldi. Yüz yüze yapılan sohbetler bitti. Bilgisayarlar ve cep telefonları devreye girince günlük hayata ayırdığımız vakit azaldı. Akşam cep telefonundan videolar izlemeye başladık, instagramdan paylaşımlar yaptık. Çocuklarımıza vakit ayıramadan gece yarısı oldu, geç yattık, erken kalktık, uyku düzenimiz bozuldu, işe gidince sinirli olduk, evde sabırsız olduk, etrafımızdakilerle tartıştık, haksız olduğumuzun farkında olmadan haklı olduğumuz konusunda ısrar ettik, nefret ettik, nefret kazandık, birbirimizi düşman gibi görmeye başladık, velhasıl hayat çekilmez oldu. Sonuç, daha 1 aylık bebeğini yumrukla döven babalar, eşlerini sokak ortasında bıçaklayan kocalar, gencecik kızını gözünü kırpmadan öldüren ebeveynler, evdeki sorunlarını çözemeyip tüm hıncını doktordan ve sağlık personelinden alan hastalar… Artık yaşamaya tahammül edemeyip kendi hayatına son veren insanlar, trafikte gereksiz yere kavga edip insanların hayatına kıyanlar, tartışanlar, dolandıranlar, dolandırılanlar, varını yoğunu bir hiç uğruna harcayanlar, gülmeyi unutanlar, ağlamaktan haşat olanlar, daha neler neler…
Gençken biz böyle değildik diyoruz ya. Bizleri büyüklerimiz yetiştirmişti, bizler gençleri yetiştiremedik demek ki. Kendi hedeflerimize ulaşmaya çalışırken çocuklarımızı ihmal ettik. Sadece karnını doyurmak yetmiyor çocuk büyütürken. Konuşmak, ortak faaliyet yapmak, dertleşmek, birlikte eğlenmek, gezmek, ailece bir arada olmak çok gerekli. Keşke anne karnında iken çocuklarımıza gösterdiğimiz özeni doğduklarında da gösterebilsek. Daha 1 yaşındaki çocuğun elinde cep telefonu var, ağlamasın diye bir film açılmış, izletiliyor. Beş yaşındaki çocuğun youtube kanalı var, paylaşımlar yapıyor, tik toklar çekiyor. Gençlerin çoğunun instagram hesabı var, saatlerce paylaşılanlar okunuyor. Peki ne oluyor? Merhamet duygusu olmayan, acımayı bilmeyen, her istediğine çalışmadan kavuşabileceğini zanneden, kısa yoldan zengin olabilmenin yolunu arayan ve bu yolda tüm her şeyi yapmayı kabullenen, sorgulamayan, kendini sorgulatmayan, ağlamayı gururuna yediremeyen, intikam yeminleri eden, eleştirilemeyen, eleştirmeyen bir nesil doğuyor.
Yeni yıl sabır paketinle gel lütfen. Büyüklere sabır çiçeklerinden yapraklar dağıt, gençlerin hatalarına karşı sabretmeyi öğrensinler. Gençlere de sabır çiçeklerinin özünden ver yeni yıl. Gençler sabrederek çalışırlarsa zirveye çıkabileceklerini bilsin. Çocuklara da sabır çiçeğinin dallarından getir yeni yıl. Çocuklar anne babalarının sözlerini sabırla dinlemeyi öğrensin. İdarecilerimize de sabır çiçeğinin köklerinden getir yeni yıl. Yönettikleri halkın fikirlerine değer vermeyi, eleştirileri sabırla dinlemeyi ve yanlış verilen kararları düzeltmek için sunulan çözüm önerilerini sabırla uygulamayı öğrensinler. Hastalarımıza da sabır çiçeklerinin filizlerinden getir yeni yıl. Hekime muayeneye gittiklerinde kapıda sabırla beklemeyi ve sinirlerini kontrol altında tutmayı öğrensinler. Gebelerimize de sabır getir yeni yıl. Gebeliğin dokuz aylık bir süreç olduğunu, her problemin önceden tespit edilemeyeceğini, hekimlerinde hastalarının başına olumsuz bir hadise geldiğinde çok üzüldüğünü ve en önemlisi internetten okudukları her olumsuz hadisenin başlarına geleceğini düşünmemeleri gerektiğini öğrensinler.
Yeni yıl tüm dünyaya mutluluk, huzur, saygı, sevgi, sağlık, nezaket ve barış getir. Güzellikler getir tüm herkese 2022…
2 yorum
Kaleme almış olduğunuz bütün yazılarınızı tek tek okudum ve gördüm ki bunları okuyanlar kendinden bi şeyler görebilir günümüzün sorunlarını ve geçmişimizden getiremediğimiz değerlerimizi o kadar güzel ifade etmişsiniz ki belki de bütün sorun bundan kaynaklı çevremizde olan çoğu şeye kader diyoruz ama başımıza gelince sebep arama derdine düşüyoruz çelişiyoruz bunun gibi nice temalara dokunmuşsunuz kaleminize sağlık zevkle okudum ..Saygılarımla
Hocam çağımızın temel problemi haline gelen toplumsal yozlaşmamızı çok güzel dile getirmişsiniz saygılar