Her yeni yıl geldiğinde hep yeni yeni umutlar yeşerir içimizde. Her umut, toprağa düşen tohumlar gibidir; bazıları yeşerir büyür, bazıları kurur yok olur.
Benim yeşerecek umutlarım var 2006’da!
Türkiye’de yıllardır bir kanayan yaranın varlığından hepimiz haberdarız. Temel yaşam ve ileri yaşam desteği konularında aldığımız eğitim, yazık ki yaygınlaşamıyor. Doğrusu böyle bir eğitimi ülkemizdeki kaç hekim bir düzen içinde edinmiştir? Oysa her birimiz sürekli insan yaşamını etkileyecek pek çok uygulama yapıyoruz. Hastanelerdeki uygulamalarımız sırasında bu işe en hakim hekim grubu olan anesteziyologları çağırma şansına sahibiz. Ancak anesteziyolog gelene dek geçen sürede neler yapacağımızı biliyor muyuz? Acilde çalışan hekimlerin ise bu konuda hiç şüphesiz mükemmel bir donanıma sahip olmaları gereklidir. Sağlık Bakanlığı bu iki sertifikayı acil hekimleri için zorunlu kıldı. Yurdumuzda ileri yaşam desteği eğitimi alması gereken yaklaşık 10.000 hekim bulunuyor. Bu sayı ivedilikle eğitim alması gereken grubu oluşturuyor. Ayrıca hastanın yaşamsal işlevlerini etkileyebilecek girişimlerde bulunan diş hekimleri ve muayenehanede çalışan tüm hekimler bu sayının dışındadır. Belki bu hekimlere sadece temel yaşam desteği uygulamalarını öğretmek yeterli olabilir. Böyle bir eğitim verilmekte midir? Yazık ki hem temel yaşam desteği hem de ileri yaşam desteği alanında verilen eğitimlerin oldukça sınırlı olduğunu ve amacına ulaşmadığını biliyoruz.
Bu konuda neler yapılabilir? Sorunu iki ana başlıkta ele almak gerektiği kanısındayım. Bunlardan ilki temel yaşam desteği eğitimidir. Bu eğitimi, hekimler başta olmak üzere tüm halkın da almasını sağlamak insan yaşamı açısından en önemli ödevlerimizdendir. Tıp fakültelerinde birinci sınıftan başlanarak, temel yaşam desteği eğitimi mutlaka öğretilmelidir. İlköğretimden başlanarak tüm gelecek kuşakların bu bilgiyi edinmeleri sağlanmalıdır. Geniş kitlelerle iç içe olan anaokulu öğretmenleri, diğer öğretmenlere ve benzeri durumda bulunan meslek gruplarına bu eğitim verilmelidir. İleri yaşam desteği eğitimi ise, tıp fakültelerinin klinik stajlar eğitimleri sırasında kurs şeklinde verilebilir ve sertifikalandırılabilir.
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı bu konuda bir çaba başlattı. Tıp fakültesi 5. sınıf öğrencileri ileri yaşam desteği kursu almakta ve başaranlara diploma eki verilmektedir. Aynı öğrenciler birinci sınıfta halka yönelik temel yaşam desteği kursuna, üçüncü sınıfta tekrar temel yaşam desteği kursuna da katılmaktadırlar. İleri yaşam desteği kursu, uzmanlık öğrencilerine ve mesleğini icra etmekte olan uzman hekimlere de verilmelidir. Acil hekimleri için ise Sağlık Bakanlığı’nın başlatmış olduğu çabanın hızla amacına ulaşması gereklidir. Bunun için de üniversiteler enerjik davranmak ve bu sorunu görmezden gelmemek zorundadırlar. Sorunun büyüklüğü ve eğitim alacak kitlenin genişliği göz önüne alınacak olursa, eğitimci sayısının da arttırılması gerekliliği açıktır. Bu eğitimlerin verilmesinde hiç şüphe yok ki kaliteden taviz verilemez.
Benim bu yıl büyük umutlarım var! Ülkemdeki herkesin temel yaşam desteği uygulamasını bildiğini göreceğim. Yabancı cisim aspirasyonu, suda boğulma gibi yaygın durumlarda ilköğretimdeki öğrencilerin bile neler yapacağını doğruca bildiklerine tanık olacağım. Bu yıl 10.000 hekimin ileri yaşam desteği kursunu aldıklarını sevinçle izleyeceğim!