Yazının başlığında “yeniden” kelimesini kullanmamın nedeni, bu köşede değişik vesilelerle bu konuya birden fazla değindiğim içindir.
Fakat bu defa, olayın çok daha değişik bir yüzünden dolayı durumu ele almak istiyorum. Zira öyle bir kaos ortamına sürükleniyoruz ki, böyle giderse umarım bir süre sonra iş içinden çıkılmaz bir hâl almaz.
Demek istediğim, Türkiye’deki tıbbi genetik biliminin yaşamakta olduğu olumsuzlukları sizlerle paylaşmamdır. Çünkü geçmişi ile “durumdan vazife çıkarma” konumunda olan biriyim ve bu bilim dalı sanıldığı gibi bu durumlara kolay gelmemiştir. Onun için bu yazıda, beni derinden rahatsız eden konulardan ilk sıralarda bulunan sadece ikisini ele almakla yetineceğim.
Bunlardan birincisi, şu kongreler meselesidir. Dünyadaki tek örneği bizde olan “çocuk genetik ihtisası” uygulaması, maalesef Sağlık Bakanlığının konuyu doğru dürüst inceleyip soruşturmadan ve kendisini “genetikçi” olarak tanımlayan o dönemki camianın ataleti nedeni ile Türkiye tıbbi genetik camiasının kucağına “canlı bebek” olarak verilmiştir.
Ne demek bu?
Çocuk genetik uzmanı, 30 yaşındaki bir kadına BRCA analizi yapmayacak mı ya da tıbbi genetik uzmanı yenidoğan bir bebeğe Down sendromu tanısı koyamayacak mı?
Tıbbi genetiğin büyüğü küçüğü olmaz, ama çocuk kliniği içerisinde tıbbi genetikçi olur ve gerekli tanıyı onlar koyar. Bizde yeterlik (board) sınavı olmadığı için, çocuk genetik uzmanı olan bir kişiyi Sağlık Bakanlığı nasıl olup da Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi sorumlusu olarak görevlendirebilir? Herkesin bildiği ve tıbbi genetiğe çok büyük emekler veren pediatrist arkadaşlarımız var ve bunların tıbbi genetikçiliğine kimse bir söz söyleyemez. Nitekim bunların hemen hepsi Türkiye’de tıbbi genetiğin buralara gelmesinde ve Tıbbi Genetik Derneğinin kurulması ve yaşatılmasında unutulmayacak emekleri geçmiş, keza bu arkadaşlardan üçü birinci ve ikinci, üçüncü ve beşinci dönem Tıbbi Genetik Derneği başkanlığını yapmıştır. Peki, sonradan ne olmuş da bu insanlar “Çocuk Genetik Hastalıkları Derneği” adında bir dernek kurma ihtiyacı duymuşlardır?
Tabii ki dernek kurmak doğal bir haktır ve insanlar her konuda dernek kurabilir. Nitekim bir başka dernek daha var: “Genetik Hastalıklar Danışma Derneği”, daha başkası da var mı bilmiyorum, ama elbette dahası da olabilir. Ama “1. Ulusal Çocuk Genetik Sempozyumu, 26-27 Eylül 2013, İzmir” şeklindeki bir toplantı hiç de hoş olmamıştır. Buna nazire yapar gibi hemen arkasından Tıbbi Genetik Derneği tarafından “Erişkin Yaşta Görülen Genetik Hastalıklar Sempozyumu, 6-7 Aralık 2013, İstanbul” adında bir toplantı düzenlenmiştir. Bilimsel konulara bakıyorsunuz, hemen hemen her iki toplantıda da aynı konular işlenmektedir; gerçi diyeceksiniz ki, “Eee ne bekliyordunuz?” Siz de haklısınız.
Burada ben öncelikli kusuru Tıbbi Genetik Derneğinde bulurum; çünkü siz “ana” konumundasınız: Yönlendirmek ve sorunları çözmek öncelikle sizin göreviniz. Keza Sağlık Bakanlığını hatasını düzeltmesi için yönlendirecek ve zorlayacak olan da sizsiniz. Bu dağınıklığın nedeni ne olursa olsun artık toparlanması gerekmektedir. Geçmişte yapılmış olan hata artık düzeltilmek durumundadır, zira hatadan dönmek de bir erdemdir.
Kısaca değineceğim ikinci konu ise tıbbi genetik camiası içerisindeki gereksiz çekişmeler ve ayak oyunlarıdır. Doktoralı ya da uzman, hekim ya da hekim dışı okul mezunu, ana bilim dalı ya da bilim dalı mensubu, tıbbi genetik ya da tıbbi biyoloji ana bilim dalı öğretim elemanı, resmi ya da özel kurumda çalışan gibi tıbbi genetikçileri bin bir parçaya bölme ve diğerini ötekileştirme gayretleri bu camiaya faydadan çok zarar vermektedir. Bu bilim dalı Mevlâna Hazretleri’nin çağrısına uyan bir bilim dalıdır ve herkesin görevi ve sorumlulukları ayrıdır. Öncelikle herkes haddini ve sorumluluklarını bilecek ve daha sonra da bin bir parçaya bölünen bilim dalını toparlayacaktır.
Bu görev elbette ki Tıbbi Genetik Derneği yöneticilerine aittir. Toparlama görevi onlarındır.
Tıbbi Genetik Derneğine sormak istediğim iki soru ile bu yazıyı burada bitiriyorum:
1. Yapacağınız olağanüstü kongre çağrısını üyelerinize en azından e-posta ile bildirme zahmetine neden girmiyorsunuz?
2. Belirli konularda fikir oluşturmak için neden sadece ana bilim dalı başkanlarını davet ediyorsunuz, artık resmi ve özel sektörde de pek çok genetikçinin olduğunu hatırlamak istemiyorsunuz?
Önce iğneyi kendinize batırıp savunmaya geçmeden, eksikleriniz varsa tamamlamaya çalışmalısınız.
Yeni bir konuda yeniden buluşuncaya kadar esen kalın, sağlıklı kalın.