Kaç yıl oldu, hiç anımsamıyorum. Kadın doğum hekimlerinin, altı binden fazla üyesi olan, çatı derneğimiz ‘Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği’nin bir olağan genel kurulu öncesinde, dost ve meslektaşlarla hasret gideriyor, konuşup dertleşiyoruz. Yönetimde bulunan arkadaşlarım, genel kurulda divan başkanlığını benim yapmamı önerdiler. O ana kadar, böyle bir görevi üstlenmemiştim. Bu yüzden, deneyimim de yoktu. Öneriden, ürkmedim desem yalan olur. Bu yüzden ben nazlanınca arkadaşlarım, ‘senin elin çabuktur işleri çabuk bitirirsin’ diyerek de beni yüreklendirdiler.
Gerçekten de genel kurullarımızda, işlerin zamanında bitmesi gerekir. Zira delegelerimizin çoğunluğu, farklı şehirlerdeki şubelerimizden geldiklerinden, onların uçak, tren vs, araçlarına zamanında yetişmeleri lazımdır. Buna karşılık, eski genel kurullar, çoğunlukla karşılıklı atışma ve polemiklerle geçerdi. Delegeler, oturdukları yerden hep bir ağızdan konuştuklarında da, işler Arap saçına dönerek uzayıp giderdi.
Görevi, iki yakın arkadaşımla birlikte olmak kaydıyla kabul ettim. Genel kurullarda çoğunlukla yönetimin önerdikleri divan başkanı seçildiğinden, yapılan oylamada arkadaşlarımla birlikte divana seçildik.
Bilindiği gibi, genel kurulların önceden belirlenmiş bir gündemi olur ve çalışmalar, gündem üzerinden yapılır. Bu türden toplantılarda, benim yıllardır hiç değişmeyen bazı hassasiyetlerim vardır. Öncelikle, açık hava toplantıları hariç, toplantı salonlarında, bayrağımız, ülkemizin kurucusu, ulu önderimiz Atatürk’ün bir resmi olmalı, toplantılar, şehitlerimiz ve kaybettiğimiz meslektaşlarımız için saygı duruşu ve sonrasında İstiklal marşımızın hep birlikte okunmasıyla başlanılmalıdır.
Toplantılar, daima yönetim kurulu başkanının konuşmasıyla açılır. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’mızın okunmasından sonra, divan seçimi yapılır ve divan başkan ve heyeti görevlerine başlarlar. Değişmez kural gibidir, eğer divan başkanı da açılışta çok uzun konuşursa, hem lüzumundan çok ekstra vakit harcanmış olur, hem de delegelerin dikkati dağılır. Bunu bildiğimden, çok kısa bir açış konuşması yaptıktan sonra, gündemi okuyarak onaylatır ve sonrasında maddelere geçerim.
Yönetim ve denetleme kurulu faaliyetleri, bilanço ve gelecek dönemde yapılması önerilenler ve gelecek dönem bütçesi okunduktan sonra, delegelere konuşmaları için söz veririz. Önce, söz almak isteyenlerin adlarını sırayla alt alta yazılır. Bitiminde, başka konuşma yapmak isteyen var mı diye, tekrar salona sorarım. Konuşmak isteyenlere, listeden sırayla okuyarak söz veririm. Katılımcılar yönetimi kıyasıya eleştirirler. Yıllar içinde içinde biriktirdikleri, komşusuyla, başka bir meslektaşlarıyla, dernekle ilgili bazı sorunları olabilir. Poliklinikte kullanılan odadan, ortak kullanılan cihazlara, oda ve hasta yataklarının kullanılması, hatta ameliyat sıralarına kadar pek çok sorunları olabilir.
Apartman ve site toplantılarında, komşunun balkondan silkelemesinden, evde beslenen kediden, bir başkasının aşırı gürültüden rahatsızlıkları olabilir. Bu yüzden en fazla sorunlar, en yakındaki komşularla çıkanlardır. Bu dünyada hepimiz, doğadaki taşlar gibiyiz. Üzerimizde, farkında bile olmadığımız dikensi çıkıtılar ve pürüzlerimiz mutlaka vardır. Yıllar geçtikçe ve toplum içinde yaşadıkça, bu çıkıntı ve pürüzler giderek azalır ve deniz kenarındaki parlak çakıl taşlarına dönüşürüz. Toplantılarda, sorunlu olanlar, daha çok kişisel sorunlarını ortaya koyarak adeta kusmaya başladığında, işte buna da engel olunması gerekir. Daha sonra, neler olmaz ki, cevap hakkı doğdu diyenler, tekrar tekrar söz almak isteyenler, aradan girip yeni bir sorun daha çıkarmak isteyenler, oturduğu yerden konuşmacı ve divan heyetine sözle müdahale etmeye çalışanlar hep olur. Ancak genel kurulları ve bu tarz toplantıları, meclis toplantılarıyla karıştırmamamız lazım.
Aslında genel kurullarda, yabancıların ‘killer’ diye adlandırdığı, bir veya birkaç kişi hep olur, olmuştur. Bu arkadaşlar, bilerek veya bilmeyerek, toplantıları sabote etmeye çalışırlar ki, ben bu türden yaklaşımları hoş karşılamam. Divan başkanlarının otoritesi bir kez sarsılmaya görsün, işler bir anda içinden çıkılmaz hale geliverir ve kaos ortaya çıkar. Bu tür davrananlar katılımcılardan da destek görmeyince, eninde sonunda mekanı terk ederler. Divan heyetinin asıl görevi, toplantının sorunsuz geçmesi olduğundan, toplantıların sabote edilmesine asla izin vermeyiz, veremeyiz..
Yönetimin icraatları, gelecek yıl yapılması gerekenlerle ilgili lehte ve aleyhte konuşmalar sonunda bunlara cevap vermesi için son kez yönetime söz veririm. Daha sonra yönetim ve denetleme kurulunun ibrası için oylama ve işi daha fazla uzatmadan seçimlere geçeriz.
Görevli arkadaşlar, aday olanları tek tek bilgisayara yazarak, salondaki ekranda liste halinde gösterirler. Çıktıları alınan aday listeleri, oy kabinlerine dağıtılır. Derneklerde delegeler, tercihlerini kapalı alanda yazdıktan sonra, önceden seçilmiş sandık görevlilerinin huzurunda oylarını ilgili sandığa atarlar.
Bir dönem, derneğimiz Ankara şubesinin genel kurulu çok uzun sürüyor diye yakınanlar oluyordu. Hatta bir genel kurulun, sabaha karşı bittiği söylenmişti. Arkadaşlar, hocam bizim genel kurulda da divan başkanı olur musun d ediklerinde, neden olmasın dedim. Sordum, önceki genel kurulda, ortaya tek sandık kurulmuştu. Sandıkları üçe çıkarınca, işler birden hızlandı, genel kurulu çabucak bitirdik ve akşam yemeğinde evimdeydim.
Artık kartvizit kullanmıyor olsam da, eğer bir gün kullanırsam, adımın altına, emekli öğretim üyesi, ‘akademik akıl’ köşe yazarı ve divan başkanı diye yazdıracağım. Ya da ‘itina ile divan başkanlığı yapılır’ diye mi yazdırmalı, artık bilemiyorum. Şimdilik, ‘omni’de yeni genel kurullara’ diyelim.
4 yorum
Emeğine sağlık herişi layığıyla yapacağından demekki bütün çevrende enaz senin yakın çevren kadar emin.Dolayısıyla bende uzun yıllar bu görevi yapmanı diliyorum
ALEMSINIZ HoCAM YAAAA. Ben de sube başkani olarak delege olduğum derneğimiz genel kurullarında da siz hep divan başkanıydıniız
Yakışır Abime
Haldun hocam emeğinize sağlık, divan başkanlığı zor bir iştir.bende yıllarca Koop genel kurullarına katıldım bazı zamanlarda da yönetim kurullarında oldum.tarafsız olmak ve divan başkanlığını çabuk bitirmek zor iştir .iş bitiminde de gönül rahatlığıyla işin tadını çıkarmak ta bir o kadar güzeldir.nice divan başkanlıklarına.