Sabah yoğun bakım vizitimi yaptım ve odama ulaşabilmeyi, mesaiye gelişimden dört saat sonra başarabildim. Bu eğer bir sorunsa elbette benim sorunum. Bazen yoğun bakımda bir köşeye sessizce sinip ekibi öylece izliyorum. Bu sabah da onlardan biriydi…
Öncelikle “yoğun bakım” kavramını biraz açmak istiyorum. Benim bir anesteziyolog olarak çalıştığım yer, reanimasyon olarak isimlendirilen alandır. Cerrahi, dahiliye, çocuk, yenidoğan, göğüs, göğüs kalp damar, ara yoğun bakım ve anestezi yoğun bakım olarak yoğun bakımları sıralamak yanlış olmasa gerek. Tüm yoğun bakımlarda çalışmak zor, özellikle hemşire ve personel için. Öyle bir özveri var ki gerçekten beni etkiliyor. Gün ışığına hasret yaşar orada insanlar, fiziksel yorgunluk elbette ki her alanda çok fazladır, ancak yoğun bakım ekiplerinde duygusal yorgunluk çok daha yoğun yaşanır. Depresyon ve anksiyete bazen de boş vermişlik, tükenmişlik tabloları ortaya çıkabilir. Aşırı yorgunluk ve savunma mekanizmaları belki de şu an fark edemediğimiz başkaca sorunlara da yol açıyordur, bilemiyorum.
İnsan neden yoğun bakımda çalışır? Onlarca neden saymak mümkün, hiç şüphe yok ki en büyük yanıt “insana yardım için”dir. İnsana yardım elbette çok değerli bir düşünce. Ancak insanların hayatlarından bezmemeleri için taltif edilmeleri, yüreklendirilmeleri gerektiğine inanıyorum. Belki yıllık izinlerin daha uzun olması, erken emekli olabilmek, ücretlerde farklılık gibi bazı olanakların sağlanması bu insanların zaten yapmakta oldukları işi daha bir şevkle yapmalarına neden olabilir düşüncesindeyim. Yoğun bakım hemşireleri Çukurova Üniversitesinde döner sermaye katkı payını poliklinik hemşirelerinden daha yüksek oranda alıyorlar. Bu durum çok olumlu olmakla birlikte tüm ülke düşünüldüğü zaman yetersiz ve sınırlı bir durum olarak görülmektedir.
Gözümüzü kapatıp insanları en çaresiz hallerinde emanet ettiğimiz bu güzel ve fedakar insanlardan maksimum verimi bekliyorsak, onların bazı ayrıcalıklara sahip olmalarını sağlamak yolunda çaba göstermeliyiz. Adaletin, eşitlikten daha erdemli bir duruş olduğunu savunan bir insan olarak bu insanların bazı haklar elde etmelerini yürekten destekliyorum. Çalışmalarındaki fedakarlık ve sevecenlik için de her birini tek tek kutluyorum.