Yoklayalım mı, yoklamayalım mı? Güven üzerine

İlginç bir başlık oldu kabul ediyorum.
Ama ilginç olmasını da istedim aslında. Meramım neydi?

– Neden yokluyoruz ya da yoklamak zorunda kalıyoruz?
⁃ Öğrencimizi yokluyoruz.
⁃ Çevremizi yokluyoruz.
⁃ Nabız yokluyoruz.
⁃ Neden güvenemiyoruz?
⁃ Öğrencimize güvenemiyoruz.
⁃ Çevremize güvenemiyoruz.

⁃Akademisyen olarak hep takılırım bu konuya; üniversiteye gelmiş, meslek sahibi olma yoluna çıkmış bir kişi neden yoklanır? Ya da sınavında neden gözetmen ihtiyacı olur? Sizce de ilginç değil mi? Birkaç yıl sonra can teslim edilecek, adalet teslim edilecek, en değerlimiz – çocuklarımız- teslim edilecek; adaylar bu otokontrolü geliştirmemişler midir acaba? Bu soruyu sorduğumuzda biraz duraksıyoruz. Geliştirmemişlerse nasıl olacak? Geliştirmişlerse neden gözetliyoruz?

Birçok yerde bu yoklama ya da gözetlemenin ihtiyaçtan çıktığını ve bu seviyeye gelmiş kişilerin bunu kendisine hakaret saydığını bilmekteyiz. Ahlaki olan da bu değil mi?

Eğer meslek sahibi olma yoluna çıkmış ya da eğitim ve öğretimde bir şeyler öğrenmek, kendini geliştirmek isteyen bir kişi başka şeylere tenezzül etmeli mi? ETMEMELİ!!!

Covid-19 pandemisi sebebiyle birçok sınav uzaktan yapıldı. Tabii ki güvenlik tedbirleri de gündeme geldi. Atasözümüz der ki ”Ateş olmayan yerden duman çıkmaz”. Acaba ateş göründüğü için mi güvenlik endişesi duyuluyor? Öğrencilerimiz bunu bir DÜŞÜNMELİ.

Topyekün derdimiz sınav geçmek değil, ÖĞRENMEK OLMALI.
⁃ Öğrenince sınav geçme kaygısı, iş kaygısı, gelecek kaygısı kalmaz.
⁃ Neden mi? Kendinize birçok konuda yetersiniz de ondan.
⁃ Bilen üretir. Üretim, her zaman tüketimden ÜSTÜNDÜR.