Yol önemlidir. Yolda öğrenir insan yaşama dair her şeyi. O yüzden denilmez mi “arkadaşını yolda tanırsın”. Aslında yol “öğretidir” bir bakıma insanın hayatında.
Tüm sağlık disiplinleri için ise yol hikayesi sağlık ekibinin üyesi olmakla başlar. Hatta onunda ötesinde sağlık çalışanı olmaya niyetlenmekle başlar diyebiliriz. Tüm yolculuk “insanın yaşamına daha fazla ne katabilirim”, “İnsanların yaşamını nasıl daha iyi hale getirebilirim” kaygısıyla durmaksızın devam eder. Bu süreçte ilk öğrenilen öykü almadır. Öyküler, hasta hikayeleri bizim için elmas mücevherdir. Ne kadar iyi olursa o kadar etkili olur. Sorunların çözümüne o ölçüde ışık tutar. Aslında pek çok şeyi bu hikayelerden öğrenir, zaman zaman kendi yaşantımızla içselleştiririz. Bazen kendi deneyimlerimiz bazen de öğrendiklerimizden elde ettiğimiz çıkarımlarımız hikayeleri anlamlandırmamıza yardım eder.
Tabi ki bizim işimiz sadece dört duvar arasında yapılan bir iş olmayıp insanın varolduğu, yaşadığı ve yaşamını anlamlandırdığı her yeri kapsar. Dolayısıyla hikayeler sadece hastane ile sınırlı kalamaz. Toplumun her birimi ve toplumda yaşayan herkes bizim için yeni bir hikaye kaynağı ve aynı zamanda çalışma alanıdır. Halk Sağlığı da böyle birşeydir. İnsanın varolduğu, insanı etkileyen ve insanın etkileşimde bulunduğu herşey halk sağlığı konusudur. Son yıllarda özellikle bu konu farklı bir şekilde dikkat çekmeye başlamıştır. Artık konuşmalarımızda savunmasız gruplar, evsizler, yoksullar, dezavantajlı gruplar gibi özel grupları daha fazla kullanır olmaya başladık. Bilinenin ötesinde elde ettiğimiz yeni bilgiler bizim farklı çıkarımlar yapmamızı sağladı. Burada sorulacak sorular bellidir. Bu gruplar önceden yok muydu? Varsa bizim algımızı değiştiren ne oldu?
Zamansal ve mekânsal değişimler sağlığın ve sağlıkla ilgili önceliklerin de sıklıkla değişimine öncülük etmektedir. Hergün dinlediğimiz haberlerde, okuduğumuz çeşitli yayınlarda artık sadece bir bölgede değil dünyanın her kesimindeki toplumların dertlerine, sorunlarına tanıklık ediyoruz. Esasında tüm dünya ile yolumuz bir noktada buluşuyor. Dolayısıyla dünyadan öğrendiklerimiz devamlı olarak bizim öğretilerimizle buluşmak durumunda kalmaktadır. Öyleyse biz sağlık çalışanlarına düşen en önemli sorumluluk toplumun hikayelerini iyi analiz etmektir. Toplum savunuculuğunu yapabilmek için toplumu iyi tanımak gerekir. “Bu benimle ilgili değil” diye bir şey yoktur. Öğrenmek sınırsız bir kavramdır ve her öğrenilenin sıklıkla bir nedeni vardır. Hikayeler aynı zamanda toplumsal öğretilerdir. Toplumu iyi analiz edebilmemiz için toplumu tanımamız dolayısıyla varolanların üzerine yeni hikayeler yazmamız gerekir.
Sağlık çalışanının yolculuğu hiç bitmez. Dolayısıyla sağlık çalışanı çok sayıda hikaye sahibidir. Bu da onun ne derece deneyim sahibi olabileceğine işaret eder. Hikaye oluşturmanın en güzel yolu iletişimdir. Atalarımız “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır” sözünü boşuna söylememiştir. Etkin iletişim sağlık çalışanının toplum sağlığını geliştirmede en güçlü aracıdır. Toplumu güçlendirmek ve mesleğimizi en iyi şekilde icra etmek istiyorsak toplumun sesi olmalı, toplumun hikayelerine kulak vermeliyiz.
Hikayeler çok…
O halde o hikayeleri dinleyecek, anlamlandıracak ve çözümler geliştirebilecek nesillere ihtiyaç var. Bakış açımızı değiştirmeliyiz. Evren değişiyor, bizler de bu değişime duyarsız kalamayız. Hem kendi hikayelerimizi yazmalı hem de toplumun yaşamına duyarlı olmalıyız.
Yolunuzun buluştuğu insanların hikayelerini dinleyin, kimbilir belki de yarın o hikayeler sizin hikayeniz olabilir.
6 yorum
Yolumuz iyi ki sizinle kesişti de hikayeme ilham oldunuz sayın hocam…
Sevgili İlknur hocam kaleminize sağlık, çok önemli konulara değindiniz, . “…Bu süreçte ilk öğrenilen öykü almadır. Öyküler, hasta hikayeleri bizim için elmas mücevherdir. Ne kadar iyi olursa o kadar etkili olur. Sorunların çözümüne o ölçüde ışık tutar” şeklindeki cümleleriniz, yazınızın bel kemiğini oluşturuyor bana göre. Bizler sorunları tanımlarken öncelikle öykü alıyoruz, öyküyü esas alarak fizik muayene ve laboratuvar tetkiklerine başvuruyoruz. İlk ve esas olan öyküyse eğer, doğru ve yeterli öykü almak, gerçek sorun ya da sorunları tanımlamak açısından son derece önemlidir. Bunu sağlanın yolu ise sizin de ifade ettiğiniz gibi BAŞARILI İLETİŞİM (öncelikle kendimizle!) kurmaktan geçmektedir. Özellikle savunmasızlar, evsizler ve yoksullar gibi dezavantajlı gruplarda konu çok daha hassastır. Bu nedenle öğrencilerimize başarılı iletişimin temel koşullarını ve öykü almanın ilkelerini öğretmek, elde edilen verileri analiz ve sentez edebilmelerine yardım ederek kritik düşünme becerilerini geliştirmek önceliğimiz olmalıdır. Selam ve sevgilerimle…
Nazlı hocam çok doğru söylüyorsunuz. Teşekkür ediyorum
İyi bir anamnez teşhise giden yolun yarısıdır. Hastanın hekimi, hekimin hastayı tanıması ve birbirinin güvenini kazanması tedavi başarısında çok önem taşır. Maalesef günümüz tıp pratiğinde hastaya ayrılan süre gittikce azalıyor. En büyük zaman tasarrufu ise anamnezden yapılıyor. Hekim genişleyen ve teknolojik olarak çok gelişen tetkik sonuçları ile teşhise gitmeye çalışıyor.
Kaleminize sağlık İlknur Hocam. Yollar insanın her yaşam dönemini ayrı ayrı şekillendiren önemli başlangıçlardır. Hemşirelik bakımında, yola ilk adım öykü alarak atılır. En önemlisi de yola ilk adımı atabilmektir.
Kıymetli İlknur hocam emeğinize sağlık her zaman olduğu gibi bu yazınızla da bizlerin yoluna ışık tutuyorsunuz. İyiki varsınız. İyiki benim yolumun kesiştiği canım hocamsınız. Saygılar sevgiler hocammm.