Bu ülkenin gençlerinin başına ne gelmişse ağırlıklı olarak yasaları bilmemekten ve bildiklerinin de değişik iktidar dönemlerinde aynı maddelerine getirilen farklı yorumlardan gelmiştir.
Bu ülkenin genç insanları, 163’ten çok zarar görmüştür. Bu ülkenin genç insanları uzun yıllar 141, 142. maddelerden çok çile çekmiştir. Bu ülkenin genç insanları 312’den çok mağdur olmuştur.
Bu ülkenin genç insanları bıktırılıncaya kadar yasaların farklı yorumlarıyla ideolojik olarak cezalandırılmıştır.
Bu ülkede düşünen, üreten, davası olan ve vatanseverliği (yurtseverliği) dünya görüşünün vazgeçilmez ilkelerinden sayan en dinamik insanlarını, 12 Eylül ve 28 Şubat gibi sosyolojik temeli olmayan darbelerle “soğutmaya” çalışan ve bunları da “keyfi” yasal yorumlarla temellendirmeye çalışan uygulamalarla dışlayan yasalar vardır.
Ve bütün bunlar, onlarca yıl bu ülkede insan haklarına aykırı biçimde hiç uygulanmamış gibi ve iktidara gelenler sanki bu olayları hiç yaşamamış gibi, bugünkü iktidar, milletimizi belki onlarca yıl sürecek bir “yasal tehdit” altında tutma potansiyeli taşıyan yeni TCK’yı uygulamaya koyacak.
Hayır!
Bu ülke ne ABD ne de AB tehdidi altında değil; bu ülke yoruma açık, anlaşılamayan ve farklı, hakimleri farklı uygulamaya yöneltme potansiyeli taşıyan ideolojik içerikli yasaların tehdidi altındadır.
Evet, baştan insan haklarını sürekli zorlayan ve “tehdit” olarak başlatılan bir yasa, onlarca yıl suç işleme niyeti olmayan insanımızın sürekli “suç” işleme durumuna sokulması bir “kader” olmuş.
Dindar Başbakan Şemsettin Günaltay döneminde çıkarılan (9 Mayıs 1949) ve 50 yıl dindar insanları tehdit eden 163. maddenin rahmetli Özal tarafından kaldırılması ve bununla birlikte 141-142. maddelerin de kaldırılması ancak liberal bir anlayışla sağlanabilmiştir.
Muhafazakar Menderes Hükümeti 163. maddeyi korumaya yönelik “Vicdan ve Toplanma Hürriyetini Koruma Kanunu”nu çıkarttı. Rahmetli Menderes de dindar bir başbakandı.
Sayın Demirel döneminde de Anayasa Nizamını Koruma Kanunu çıkartıldı (1969). Demirel de dindar bir başbakandı.
Yasalar, dindarları ya da dinsizleri korumak için çıkartılmaz. Yasalar insan haklarını korumak için çıkartılır. Yani insanı korur. Muhafazakar ve dindar başbakanlara muhafazakar ve dindar insanları tehdit eden yasalar çıkartılmaya mecbur eden anlayış nedir?
Vatandaş olarak bunu anlamaya çalışıyoruz.
Avrupa Birliği’ne girdiğimizde hak ve özgürlükler gerçekleşecek ve gerçek demokrasiye kavuşacağız diye düşünen iktidarlar olabilir. Ama bunun için daha en az on yıl vardır. Bu süre içinde uygulanacak yeni TCK yeterli tahribatı ve huzursuzluğu sağlayacaktır.
Bu yasa yeniden ele alınmalı ve yorum farkıyla insanımızı cezalandırma aracı olarak kullanılamayacak evrensel insan hakları ilkelerine bağlanmalıdır.
Not: Prof. Dr. Gazi Özdemir’in Medimagazin’de yayınlanan “Sağlık çalışanı ile ilgili yasa maddeleri nasıl olmalı?” başlıklı 23 Mayıs 2005 tarihli yazısının birkaç kez okunmasını öneririm.