Yusufeli barajı Türkiye’nin önemli yatırımlarından biridir. Barajdan enerji üretimi başlamıştır. Eski Yusufeli yerleşkesi tamamen sular altında kalmış, yöre halkı yeni yerleşkeye göçürülmüştür. Göçün üzerinden yaklaşık iki yıl geçmiştir. Halk, bu yeniden yerleşmeden derin bir şekilde etkilenmiştir. İnsanlar ülfet ve ünsiyet ettikleri mekânlarını, akrabalarını, dostlarını ve komşularını kaybetmiştir. Bu durum halkın psikolojisi üzerinde derin travmara neden olmuştur.
Eski Yusufleli’nde hastane dışında bütün birimler küçük bir alanda toplanmıştı. Her işinizi iki yüz adımlık büyüklükteki dümdüz çarşıda kısa zamanda halledebilirdiniz. Yine aynı gün çarşıya gelen hemen hemen herkesle karşılaşırdınız. Yeni yerleşkede ise konutlarla çarşı merkezi birbirinden uzaklaşmış, çarşıyı yokuş bir araziye konumlandırılmış ve kamu binaları çarşı merkezinde tutulamamıştır. Yusufeli halkının hazmetmekte en fazla zorlandığı, tepki gösterdiği şey bu konforün yok olmasıdır. Milliyetçi ve muhafazakarlıkta Bayburt ile yarışabilecek Yusufeli halkının belediye başkanını CHP’den seçmesinin belki en önemli sebebi budur.
Ak Partili siyasetçiler halkın CHP tercihine çok kırılmışlar. Bu kırılganlık merkezi hükümetin sorumluluğunda olan eksik ve tamamlanmamış hizmetlerin yapılmasına engel olmaktadır. Siyaset maalesef stratejik akılla (içtenpazarlılıkla) deruhte edilen zalim bir meslek! Eğer CHP’li belediye yönetimi ılımlı ve uzlaşmacı bir siyaset izlemezse Yusufeli’nin 5 yılına yazık olabilir. Çünkü hükümet kaynağı olmadan Yusufeli’ne hizmet yapmak pek mümkün değildir. Sanayi ve turizm yok! Arsa ve inşaat rantı yok! Binaların tümü yapılmış! Dolayısıyla imara açılacak tarla yok, kaçak kata ruhsat vermeye ihtiyaç yok! Baraj inşaatlarının bitmesiyle ilçeye giren nüfus ve parasal kaynak da bitmiş! Ülkenin finansal krizi dolayısıyla ticaret de canlı değil! CHP’li belediye hangi kaynakla eksik yatırımları tamamlayacak?
Baraj ve yeniden yerleşimin olumlu ve olumsuz yönleri bulunmaktadır. Olumlu yönlerden birincisi, Yusufeli barajı makro ekonomi ve ülkenin stratejik öncelikleri itibariyle kıymetli bir yatırımdır. İkincisi, yeni yerleşke Yusufeli’nin 50 yıl sonraki büyüme ihtiyacını karşılayacak genişlikte yapılmıştır. Üçüncüsü, nispeten daha sağlıklı ve yaşanabilir bir yerleşke vücuda getirilmiştir. iki dağ arasına sıkışmış, düzensiz, daracık, sıcak bir yerleşkeden görece meyilli, havası akışkan, baraj gölüne nazir ve daha ferah bir yerleşkeye geçilmiştir. Dördüncüsü, TOKİ’nin yaptığı bina stoklarının tümü depreme dayanıklı ve Türkiye ortalamasında bir konfora sahiptir. Beşincisi, eski yerleşimde binası – dükkânı olmayanlar sembolik bedellerle, tabiri caizse bedavadan ev sahibi olmuştur. Altıncısı, doğal gaz altyapısının toptan yapılmış olması ve doğalgazın kasabaya getirilmesi hayat konforu açısından değerli bir kazanımdır. Yusufeli, bundan 10 yıl sonra Türkiye’nin en yaşanabilir yerleşkesi seçilirse şaşırmayacağım. Yedincisi, yapılan tünel ve yollar Yusufeli’nin iç ve dış ulaşım bağlantılarını geliştirip iyileştirmiştir. Sekizincisi, baraj yapımı dolayısıyla Yusufeli imajı tanınırlık kazanmıştır. Dokuzuncusu, şehrin sonradan büyüyüp gelişmesi önündeki tutucu sosyolojik engeller yerleşkenin sıfırdan yapılması sayesinde aşılabilmiştir. Onuncusu, yeni yerleşkenin bir nevi deniz kenarı niteliği kazanması, yerleşim yerinin sıfırdan planlanması, büyütülüp kalitelileştirilmesi, doğalgazın getirilmesi, ulaşım alt yapısının geliştirilmesi, Yusufeli adının tanınırlık kazanması gibi özellikler yöre ikliminin güzellikleriyle birleşince Yusufeli’nin turizm potansiyelini artırmıştır. Yeniden yerleşimin olumsuz yönlerinden birincisi, değişim dolayısıyla halkın psikolojisi bozulmuştur. Yusufeli halkı doğduğu, büyüdüğü, evlendiği, ilkleri yaşadığı, ülfet ve ünsiyet ettiği vatanını kaybetmiştir. Kendi öz vatanında gurbete düşmüş, garip kalmıştır. İkincisi yerleşkenin eskisinden on kat daha geniş alana yayılması sebebiyle insanlar akrabalarından, dostlarından ve komşularından uzak düşmüştür. Dolmuşa binmek zorunluluk halini almıştır. Üçüncüsü, yeni yerleşim yerinin eski yerleşim yeri gibi Hopa – Erzurum ana yoluna uzak düşmesi Yusufeli’nin gelişimi açısından şanssızlık olmuştur. Dördüncüsü, eksikler tamamlanmadan yeni yerleşkeye aceleyle taşınılmıştır. Bu eksiklikler yapılan muazzam yatırımları gölgede bırakmıştır. Belediye başkanının muhalefet partisinden seçilmesi eksikliklerin tamamlanmasını zorlaştıracaktır. Beşincisi, konut bolluğuna rağmen kiralık konut sıkıntısı çekilmektedir. İki yıl önce bin lira olan konut kirası bugün 20 bin lira düzeyine çıkmıştır. Öte yandan mevcut konut kiraları yasal kısıtlamalar yüzünden 2000 – 3000.TL civarlarında kalmıştır. Ev sahipleri ile kiracılar birbiriyle adliyelik olmuştur! Konut sahipleri bu sebeple konutlarını kiraya vermekten geri durmaktadır. Ya da yüksek fiyat düzeyinden sadece memurlara vermektedir. Yeni evlenen, sınırlı geliri olan yöre halkının 15 – 20 bin lira düzeyinden konut kiralaması pek mümkün gözükmemektedir. Altıncısı, konutların dağıtımındaki işgüzarlık ve özensizlik adalet duygusunu yaralamıştır. Kamulaştırmada hemen pazarlığı kabul edenlere ödenenler ile devalüasyon sonrasında ödenenler arasında reel olarak beş on kat fark bulunmaktadır. Başlangıçta bir daireye ödenen parayla Artvin ve Erzurum da yaklaşık bir daire alınırken, sonrasında beş veya on daire ödemesi karşılığında ancak bir daire alınabilmiştir. Hükümet, EYT de yaptığı gibi hataya benzer şekilde, bedava dağıttığı dairelerin parasını dairesi olanlardan olanlardan tahsil etmek istemiştir. Yedincisi, yeni dükkanlar / işyerleri eski yerleşim yerindeki pazar konumları dikkate alınmadan dağıtılmıştır. Bu sebeple bazı esnaf büyük bedellerle elde ettiği Pazar üstünlüğünü kaybetmiş, hatta piyasadan silinmiştir. Sekizincisi, kamulaştırma bedellerinin önceden verilmesi yüzünden kasabanın kalifiye nüfusu dışarıya göç etmiştir. Kasabaya Durkheim’in betimlediği üzere anomik bir atmosfer hâkim olmuştur. Bütün bunlardan Yusufeli’nin kültür ve kimliği zarar görmüştür. Dokuzuncusu, şehrin mekân olarak genişlemesi halkın sosyal yapısını parçalamıştır. Eski Yusufeli’nde herkes her gün birbirini görerek kasabanın kültür ve kimliğini yeniden üretmekteydi. Yeni yerleşkede, birbirine yabancı duygulara sahip toplumsal kompartımanlara ayrılmak üzeredir. Onuncusu, kasabanın girişimci kesimine kamulaştırmadan elde ettikleri sermayelerini yeni Yusufeli’nde yatırım yapma imkânı sunulmamıştır. Yusufeli’nin kalifiye insan sermayesi dışarıya göçürülmüştür. Devlet keşke halka bedava konut dağıtmak yerine Yusufeli’nin gelişimine yatırım yapsaydı. Bu, bedava ev dağıtılanlar için de Yusufeli için de hayırlı olurdu.