Yirminci yüzyılın ikinci yarısındaki bilimsel gelişmeler en büyük olumlu ivmeyi tıp etkinlik alanında yakalamıştır. Özellikle “organ ve doku nakilleri”ndeki gelişme dünya üzerinde olduğu gibi, ülkemizde de yüz binlerce insana yeniden bir yaşam iksiri aşılamıştır.
Organ ve doku nakli hakkında ülkemizde 1979 yılında çıkarılan yasa ile hukuki zemin oluşturulmasına rağmen organ naklinde hiçbir zaman istenilen hedeflere ulaşılamamıştır. Organ nakline karşı kimi kişilerce başlangıçta gösterilen zıt görüşlerin Diyanet İşleri Başkanlığının Yüce İslâm Dini’nin konuya bakışını yansıtan fetvası ile ortadan kaldırılması bile, genç yaşta ölüm olgularının gözlendiği ülkemizde, organ naklini istenilen hedeflere yaklaştıramamıştır.
Böyle bir tablo içinde bulunan ülkemizde, 21 Ocak 2012 tarihinde Prof. Dr. Ömer Özkan ve ekibi tarafından Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesinde gerçekleştirilen “yüz nakli” her açıdan çok önemlidir.
1- Bu nakil, bilimsel manada çok büyük bir tıbbi başarıdır. Operasyonu gerçekleştiren “Türk bilim insanlarını” en kalbi hislerimle kutluyorum.
2- Böbrek, kalp gibi iç organların bağışlanma oranının düşük olduğu ülkemizde merhum Ahmet Kaya’nın yüzünü nakil için bağışlayan yakınlarının davranışı, insanlık adına müthiş bir karardır. Merhuma Allah’tan rahmet dilerken, yakınlarını saygı ile selamlıyorum.
3- Uzun süredir yaşadığı yüzünün görüntüsünü “Çocuklar benden artık korkmayacak” saiki ile çok büyük risklere gebe olabilecek meşakkatli ve uzun bir tıbbi sürece “Evet” diyerek değiştirme kararı veren, kendisini Türk hekimlerine emanet eden Uğur Acar’ı tebrik ediyor, kendisine sağlık diliyorum.
4- Konu ile ilgili olarak Tıp Etiği hocalarımızın görüşlerini çok merak ettiğimi öncelikle belirttikten sonra, kişinin bilgilendirilmiş rızasının (aydınlatılmış onam) yapılacak tıbbi müdahalede öncelikle ele alınmasının sadece bu cerrahi işlem için değil, diğer sorunlu durumlar için de (anne istemli sezaryen) gerekli olduğunu düşünüyorum.
5- Konu ile ilgili olarak hukuki süreçte nasıl bir usul uygulanmalıdır? Belki bu da hukukçularımızın tartışacağı bir husus olarak gündeme getirilebilir.
6- Tam Gün Yasa’sının istisnasını oluşturan ikinci önemli olay olarak, Tam Gün Yasa’sında yeniden bir değerlendirme yapılabilir. Tıp bilim insanının yetişmesinin ne kadar zor bir sürece bağlı olduğu herkesin malumu. Hekim aynı zamanda sanatkârdır. Sanatkâr kendisini ne kadar serbest hissederse, o kadar üretken olur.
7- Bu olaydan sonra organ bağışında artış olduğu yetkili makamlarca açıklanmıştır. Burada yazılı ve görsel basını da kutlamak gerekir.
Yüz nakli ile ilgili olarak bu düşünceleri, duyguları ve sorunları daha da artırabiliriz. Zaten bu konunun daha çok tartışılacağını hepimiz tahmin edebiliyoruz. Allah, bu olayda yer alan aktif ya da pasif herkese yardımcı olsun. Bu olayla ilgili olarak cevabını bilmek istediğim bir sorum olacak, kim cevaplar, bilemem. Bu operasyonun performans puanı kaçtır ve kime yazılır?