Kelime olarak zaman, yaşanılan vaktin bir dilimi, az veya çok müddet için kullanılan bir isimdir. Gün, hafta, ay ve yıl gibi mefhumların hepsine birden, zaman denmektedir. An itibariyle dediğimizde, içinde yaşadığımız kast etmiş oluyoruz. Kur’an-ı Kerim’in çeşitli ayetlerinde zaman dilimlerini ifade eden kelimeler yer almaktadır. Bu yazımızda, bu tür kelimelerin üzerinde durmayacağız, ancak mefhum olarak zamanın önemi hakkında bazı bilgileri vereceğiz. Asr suresinde zamanın önemi, çok veciz/özlü bir şekilde dile getirilmektedir:
وَالْعَصْرِ إِنَّ الْإِنسَانَ لَفِي خُسْرٍ إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ
“Asra yemin ederim! Muhakkak ki insan ziyandadır. Ancak iman edip dürüst yaşayanlar, bu ziyanın dışındadır. Onlar, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye ederler.”[1]
Bu surenin başında asra yemin edilmektedir. “Asır” kelimesi, genel olarak zaman, öğle zamanının girişinden akşama kadar olan zaman dilimi, Hz. Muhammed’in (sav.) yaşadığı yüzyıl ve ikindi namazı anlamlarında yorumlanmıştır.[2] Burada genel olarak zamanın önemine yemin edilerek onun önemine dikkat çekilmektedir. Bir insan için yüz sene yaşamak, uzun bir ömürdür. Dolayısıyla burada insan ömrüne ve onun önemine de dikkat çekilmektedir. İnsan ömrü, onun en büyük sermayesidir. Dünya malı olarak büyük sermayeleri kaybettikten sonra, onu yeniden kazanmak mümkündür. Fakat ömür semayesi olarak zamanı kaybettikten sonra, onun yeniden kazanmak veya geri getirmek mümkün değildir. Dolayısıyla zaman, insan için en büyük sermayedir. Mümkün mertebe onu başa geçirmemek ve değerlendirerek geçirmeye çalışmak gerekir. Nitekim Hz. Muhammed (sav.) de bir hadiste şöyle bir açıklamada bulunarak ömür sermayesinin, genel olarak zamanın değerine işaret etmiştir: “Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bilin:
1- İhtiyarlık gelmeden önce gençliğin,
2- Hastalık gelmeden önce sıhhatin,
3- Fakirlik gelmeden önce zenginliğin,
4- Meşguliyet gelmeden önce boş vaktin,
5- Ölüm gelmeden önce hayatın.”[3]
Dikkat edilirse, bu maddelerin ekseriyeti zamanla ilgilidir. Sınırlı bir hayat süreci yaşayan her insanın, bu hadiste işaret edildiği gibi zaman mefhumuna çok önem vermesi ve zamanını iyi bir şekilde değerlendirmesi gerekmektedir. Hayatlarında bu hadiste anlatılan şeylerin değerlerini bilip koruyan insanlar, sonuçta başarılı oluyorlar. Bunların değerini bilmeyip onları çarçur edenler ise, her zaman için hüsrana uğrayıp zararla sonuçlanıyorlar. Hayatının güzel bitmesini arzu eden her kişinin, bu maddelerde dile getirin değerlerin kıymetini bilmesi ve zamanında onları değerlendirmesi gerekmektedir. Bu da insanın ciddiyetine ve iradesine bağlıdır. Hayatının başından itibaren bu hususlara dikkat eden ve ona göre aklını kullanarak hareket eden kişiler, daima toplumda sivrilerek öne geçmektedirler. Olgun bir insan olma sevdasını taşıyan her kişinin bu hadiste dile getirilen değerlere gereken önemi vermesi gerekmektedir. Halk arasında zamanla ilgili söylenen çeşitli deyim ve atasözleri de vardır. Burada zamanla ilgili bazı atasözlerine yer vermek istiyoruz:
“Vakit nakittir.”
“Zaman en büyük sermayedir.”
“Her şeyin bir zamanı vardır.”
“En büyük zaman hırsızı, kararsızlıktır.”
“Zaman öldürmek, en pahalı harcamadır.”
“Zaman sana uymazsa, sen zamana uy.”
“Üzülme geçer dediler. Geçen tek şey zamandır.”
“Bugünün işini yarına bırakma.”
“Sakla samanı, gelir zamanı.”
Aslında Kur’an-ı Kerim, hadisi şerif ve diğer kutsal metinlerde varlıkların yaratışı ile ilgili dile getirilen günler, bildiğimiz günler değil, birer zaman dilimidir.[4] Sosyal hayatımızda zaman dediğimiz ömür sermayesinin kıymetini çok iyi bilmemiz ve gerektiği gibi değerlendirmemiz icap etmektedir.
Zaman mefhumunu anlatırken, 2023 yılının insanlığa huzur, sadet, barış ve kardeşlik getirmesini teenni ediyorum. Herkese selam, saygı ve hürmetler!
[1] el-Asr 103/1-3.
[2] Ebu’l-Hasan Ali b. Muhammed b. Habib el-Mâverdî, en-Nuketu ve’l-Uyûn, Muessesetu’l-Kutubi’s-Safiyye, Beyrut 1992, VI, 333.
[3] Buhârî, Rikâk, 3; Tirmizî, Zühd, 25; el-Beyhakî, İmân, 9575.
[4] Alauddin Ali el-Muttakl b. Husamuddin el-Hindî, Kenzu’l-Ummâl fi Sünneti’l-Akvâl ve’l-Efâl, nşr. Hasan Razuk, Halep 1971, VI, 15215.
2 yorum
zamanı aman bekleyenler düşünsün,amansızın darbesi her şeyi büker…
İlginiz için çok teşekkür ediyorum. Allah sizlerden razı olsun.