Gaziantep (Antep) ile Şanlıurfa (Urfa) arasındaki Birecik ilçesinde Fırat Nehri’nin üzerindeki köprüyü geçince mütevazı, eski bir tünel vardır. Antep ile Urfa arasındaki gelişmişlik düzeyinden kinaye bu köprüye biz ‘yabancılar’ “Zaman Tüneli” deriz. Bu tünelden geçince kimine göre 30 yıl geri gidersin, kimine göre 50 yıl. Artık iki şehir arasında da otoban olduğundan bu tünel pek fazla kullanılmıyor.
Bildiğiniz gibi Antep de, Kayseri, Konya ve belli ölçüde Manisa gibi ‘sanayi devrimini’ yaşamış illerden olduğu için tipik bir Anadolu kenti olmanın çok ötesine geçmiş durumda. Şu anda, en azından belediyecilik açısından fark kapanmaya başlasa da, Antep ve Urfa gibi arasında 130 km olan iki şehrin gelişmişlik düzeyi insanı şaşırtıyor. Bu konunun detaylarına girip, nedenleri üzerinde analiz yapacak değilim. Sadece bir aylık Antep’teki tedavi sürecimde üniversite eğitimi ve sağlık hizmetleri konusundaki birkaç gözlemimi paylaşmak istiyorum.
Gaziantep Üniversitesi nispeten genç bir üniversite olmasına rağmen, zamanında Ankara’daki bir üniversitemizin himayesinde kurulduğu için sağlam bir altyapıya sahip. Bu üniversiteden aldıkları mühendislik geleneğine bir de tıp fakültesinin tecrübelilerle gençlerin harmanlandığı atmosfer eklenince her yıl akademik sıralamalarda üst sıralarda yer alması hiç de şaşırtıcı değil.
Benim daha yakından tanıma şansı bulduğum tıp fakültesi, ‘üstün yetenekli, gerçek bir idareci’ diyebileceğimiz Dekanı sayesinde hem eğitim hem araştırma hem de Suriye de dâhil bölgeye sağlık hizmetlerini başarı ile vermekteler. Şüphesiz, “Bu iş binalarla olmaz. İçindeki insan kalitesi de önemli.” Ancak Antepliler de Üniversitelerine sahip çıkma konusunda üzerlerine düşeni yapmaktan geri durmuyorlar. Üniversitede hayırseverlerin yaptırdığı pek çok bina var. Şüphesiz bu da idarecilerin işlerini kolaylaştırıyor.
Antepliler eğitimin önemine öylesine inanmışlar ki, bu alana yatırım yapıp para harcamaktan da çekinmiyorlar. İki milyona yakın nüfuslu il üçüncü özel üniversiteyi açma hazırlığında. Bunlardan bir tanesi olan Zirve Üniversitesini gezme imkânına sahip oldum. Müstesna bir Rektörü var. Özel bir üniversitede görev yapmanın ve ileri görüşlü bir mütevelli heyetine sahip olmanın avantajıyla Amerika’da edindiği bilgi ve tecrübeyi ‘üniversitesinde’ uygulama şansı bulmuş genç bir akademisyen. Özel bir üniversitenin reklamını yapıyormuş hissi uyandırmamak için üniversite hakkında daha detaylı yazmayacağım ancak, yüzde 100 Anteplilerin olan ve ‘Antepli zihniyetiyle’‘zaman tünelini’ anlamaya yardımcı olacak Zirve Üniversitesinin internet sayfasını incelemenizi ısrarla tavsiye ederim. Böyle güzel bir kurumun tıp fakültesi olmamasına hayıflandığımı söylediğimde, tıp fakültesi açmanın kısa vadeli hedefleri arasında olduğunu duymak da beni çok sevindirdi.
Şimdilik burada yazımı sonlandırıp, ‘tünelin öteki ucu’ hakkında da haftaya yazabilmek ümidiyle.